Ha şindü hatırıma gelmişkene gine esgiden galma bişeyi daa annadam. Efendıme diyem yaşadığumuz çağalığımızda zeman siyeset devrü kine harput'ta herkes bi yol neyin dutmuş gididi. Yane nassı diyem. Garaoğlan yanluları mı deyisiz? Gıratlılar mı? Gurtcular mı? Yoğsam mücahitciler mı deyisiz? Bunnar yetmüşlü senelerın gurtlarıydı ha. Ele kine milletı arhasına tahmış anasını ağladidiler bi bahıma. Milletın habarı yohmukine baba? Demiyesız sağhın ha! Olmaz oli mi elbette varıdı. Varıdı emme gine de bile bile paşa paşa gidilerdı peşlerınden ardı sira. Hemmide gendılerini parçalamaları yetmezmüş kimin ne gadder gapı gonşu, eş dost ağbaplarıda varısa onlara da sataşidiler. Neyüse ne baba? Yel kibin geldı geştı işte. İşte bu zır zırlı devırın bi tariğinde Mamüratül El-aziz'e Allağ gani gani rağmet eyleye Erbağan hoca efendının yolu düşmüşdü. Artığ seçım içün mı yoğsam bi açılış içün mı bi şekilde gelmesi icab etmiş. Yolu düşmüşkene de fırsad bu fırsad demiş Eleziz'in gıymetli cemaatı dutmuş bizim yuğarı şehere de ayağını değdirmişler rağmetlinin. Cemaatin ilerı gelenlerinden bir iki gişi çığmış Erbağan hoca efendının huzuruna "hocam gelmişken bi cumayı da harput'da sarahatun camisinde cemaatle birabar gılağ ne dersız." diye danışmışlar.
                Rahmetlı hoca efendı de sate çoğ kibar iyi biri olduğundan cemaatın bu arzusunu gırmamış tabi "he olur neye olmasınki." Demiişş    Annaaa aha da başumuza iş alduğ oğlan. Bunu işiden müridlerı durur mu heç? Neyise efendüme deyem: O gün çabığ geldı çattı. Sarahatun meydanında yer yoğ hınca hınç dolmuş kine baba iğne atsan yere değmi. Benlen çamaşırcı Sultan'ın oğlu Metin'de o aralar çoğ sığı fığı olmuşuğ nere getsek bereberüg annayacağız. Bu sebepleyin o arada hangi ahıla hızmet etmüşsek, gayri kim kimü gandırmışsa artığın bilmim. Eee hem geşmüş zeman hemmide çağayuğ tabe nassı bilek baba. Neyüse ağama diyem biz Yusuf emmgilin evinin torpağ damın üzerindeki çatının içüne sağlanmuşuğ. Belkimdene böyük bir iğtimal Metin benı gandırmıştı diyem. Çünküm bu fikire nereden gapılim deyisez, rağmetlı babası Ali emmi Ecevit'ü çoğ sevidi. Nerde adını işitse, lafı geşse heç kimse onun yanunda "Garaoğlana" laf edemidi. Bide üstüne üstlüğ böyüğ oğlu gırbısta eskerkene ecevit gırbısı aldu ya gelde garaoğlan ecevit'ci olma allasen. Aylece büzde ecevitcüydük emme onun ecevit sevdasu bi başğaydı babam. İşde ona içün deyim Metin beni gandurmuştur ha anlimisiz. 
             Nee? bağırmim babam neye bağıramkine bişe annadmaya çalişim bırağmisiz ki. Nere galduh bağh unutturduz şindi. Ha haa hatırladım biz güneş urmuş sicağdan yanmış çatının dibinde yere yüzü goyun esker kibi yan yana yatmuşuğki, bi yandan gavrulik öbürki tarafdan da meydandaki bu hengemeyi gorharağ gizlice izlik seredik. Tabikine kimsede bizim farhumuzda deel. Araba dersen gıyamet kimin. İnsan deyisen aynen ele. Uzağdan tee böyüg çınarlı parğhın oradan yol boyuna gavecı memed'ın gavesının ögünden cinşid hamamına gader sağlu sollu şağşakçular el çırpa çırpa, tomofiller gornalarını çala çala tin tin geldıler. Bizüm çağma devrümcülerde ağuzlarını bi garış aşmış dili dışaruda gendınden geşmiş kimi ha bire gafalarunu sinek gonmuş kibi o yana bu yana sallise de ginede galabauğu seredi. Sonnada bi bağtuğkine hamamın garşısında oturan belediye ireizin evının köşesınden gara bi tomofil çığdı. Geldı geldı meydanın orta yerınde stop ettı böyüg gara tomofil. Galabalığdan bidenesi şoforu bilem gayle almadı fişek kibin nassı fırladıda ben bilem görmedim.
              Arabayın arha gapısına el atup gara gapıyı ardına gadar ecele ecele aşdı. Gara tomofilde beyaz geyınmiş zatı muğterem ragmetlı hoca efendı müridlerine oturarağ dayma el salladı. Elekine yol buyunca el sallamağdan rağmetlının golu yorulmuşdu.   Niğayet beyaz elbüse geymiş gafasında tığdan işlenmüş yarım beyaz küllağınan erbağan hoca zor zehmet tomofilden yendı. Mağşer yerınde millet el eteg öpme yarışına başladular.  Biz onca vahıt sicağ urmuş gavrulmuş yerumüzde gan ter içinde ele yere yadmuş her bişeyi izlidik. Tam o sirada yengesı Sevgi abla Metin'i çağıridi. Yerımızden galhıp usulca çatının açığ yanından onnarın damının duldasına gelırkene elımızdeki çağıl daşlarını teg teg galabaluğa firlattuğ.  Yane onnarı daşa duttuğ. Daşları attuğ emme nereye getteğine kime denk geldiğine gorhudan bahamaduğ bilem. Sate atmamuzla birabar daşlar daha yere değmeden biz gaşdığ. Yengesi Sevgi abla Metin'i çağırmış diye O eve bende meydana gettım.  Kinar kinar tee Yusuf emmı gilin eve yane şindiki çarşının olduğu yere gader gettim. Bi gaş gişi tam bizim daş attuğumuz çatının dibinde galabalığı izlerkene aralarında gonişiler. Biri deyi ki " Babam o yana getmeyın ha.  guşlar çatıdan çağul düşüri." Başga birisı de "yav baba bu nassı guş şapgamın üssü çağıl dolu." Dayısı. Bi yandan yerdekı çağıl daşlarını gösteriler birbirine bi yandan el gol hareketiysen hararetle sölenilerdı. Ee he baba hataluyuğ da. Bende şindiki ahlımnan bilimkine eyyi bişe deeldi. Çocuğluğ deyeg adına dosdlar. Geldıde geştı deyecem amma lakin hafızalarda galmış işte.                                    _______________İrfankarabuluT