Aslında gözlerimizi kapatıp, kulakları tıkayarak sus pus kan gölüne dönen ve çiğnenen insanlık onuruna daha ne kadar kayıtlı kalacağız. Oysa Od ne vakit düşerse cemreyle yüreklerimize o vakit kılıç kuşanır ihtilal yaparız. Ama gerçekten hep yalnızızdır. Neden mi? Peki, düne kadar “dokunmayan yılan bin yaşasın” sözü ne çabuk ta unutuldu. Ve lamı cimi olmadan masumlar katledilmeden cennet vatan bölünüp asalaklara peşkeş çekilmeden çok geç olmadan vakit “silkelen ey ulusum, halkım...” diyorum. Atatürk bu memleketi ecdadımızla zalime peşkeş çekilsin diye mi emanet etti gençliğe? Gençlik ki oysa şaşkın ördek misali başsız taçsız sağa sola sapar. Kim ne derse doğru diye kimi elinde kalemiyle, kimi top tüfeğiyle, kimi de haykırışıyla tek yürek olup meydanlarda avazınca ölümlere koşmaktadır. Bu mudur sağduyulu duyarlılığımız, bu mudur Milenyum çağında güçlü Türkiye? Bence asla değil.  Asla bu değil benim memleketim. İnsanım bu değil. Kardeş kavgasına, koltuk sevdasına birilerinin ekmeğine yağ sürülecek diye yeter artık akıttığımız kan. Gün birlik, dirlik, kenetlenme günü. Evimizde babaya nasıl saygılıysak, başımızdaki, yanımızdaki, karşımızdakilere de görüşü, dini, dili, ırkı, künyesi ne olursa olsun saygıyı sevgiyi insanlığı unutmadan esirgemeden verelim. Sokaklar can pazarı! Sabah evinden çıkanın geri dönüşü niye belli değil düşündünüz mü? Evet, bir gün hakka yürüyeceğimiz muhakkak. Birlik olup kenetlenmezsek bizden daha evvel kör, kahpe kurşuna hedef olanların yüzüne nasıl bakarız. Ölüm kaçınılmazsa canı veren almalı. Vakti zaman dolmadan kalleş kurşunlara, tuzaklara ve kirli emellere kurban edilen nice asker, yazar, devrimci, siyasetçi, polis, sanatçı, öğretmen, aydın ve görevleri ne olursa olsun binlerce kardeşlerin, ağabeylerin sevenlerinin suçu neydi? Neden vakitsiz masumlar arasına katıldılar. Ve son sözüm vatan uğruna kanlarını, canlarını feda eden tüm insan evlatları nazarımızda şehittir. Peki, kurtuluş savaşımızda atalarımız ecdadımız bu şehitlerimizi Laz, Kürt, Süryani, Türk, Çerkez, Alevi, Hıristiyan, Sünni diye hiç ayırdı mı? Hangi görüş hangi siyaset hangi partinin bizi bu şekilde ayırmasına gücü yeter ki? "GÜN BİRLİK BERABERLİK, KARDEŞLİK GÜNÜDÜR.” Bırakalım birbirimizi yemeyi, öldürmeyi, sevelim sayalım analarımızın ak sütlerini paylaşalım. Bu yazımdan ötürü amacım nemalanmak değil hiç kimsenin beğeni yapmasını ve bana hak vermesini istemiyorum. Aklı selim olan vatanını seven, helal lokma yiyen yediren herkeste paylaşmakla ya da beni yermekte özgürdür. Affola..

              ________________________İrfankarabuluT