Bir kuruşluk tayin sular şen şakrak gizlerimi
Lev nasılda yakıştı adına
Öylede yaladı dudaklarım ismini 
Sendeleyen bin şükürce
Süpürgesi tartaklar düşlerimi çöpçülerin
Omuzlayamadığım başın yerine 
Acelem yoksa da acelesi de yok zifirin 
Nasılsa daha çok var aydınlığa 
 
Sana sinirsiz yashak koydum 
Yaklaşma usun yüz metresine 
Sakın ha sana gönlümü oydum 
Girme düşlerimin her metrekaresine
Terk başıma giren ağrılar 
En gümüşünden dökülür bardağına ağırdan 
Acelem yoksa da acelesi de yok ürkekliğin
Nasılsa daha çok var aydınlığa 
 
Yorulup saatler ilerleyemediğinde
Uyuz bir it uluyor duvarda yansıyan aksıma 
Suya gebe bostanın sancılı misali 
Çoğalıyor başıma çöreklenen türkülere dilim
Kimsesiz binlerce yıldızın şahitliğinde 
Soğuyor duvara yapışık utancım  
Acelem yoksa da acelesi de yok gecenin
Nasılsa daha çok var aydınlığa 
 
İklimler çimdirdi deli poyraz heybesinde 
Deniz nasıl da tarar zümrüdü-ü toprağı 
Gömütüme toplanır karıncadan çok insan
Çalı çırpıya karışık bakir saçlarım 
Ağır vaktin kaçıncı yanılgısında kim bilir
Çentik ellerime karası bulaşık ekmeğin
Acelem yoksa da acelesi de yok ölmenin
Nasılsa daha çok var aydınlığa
___________________İrfankarabuluT
 

Card image cap