İstanbul eskisi güvercinler 

Uyuyor sensizliğe 

Çivit mavisi bir öğlen üstü 

Sesin b/akıyor pencereden 

Yetişircesine kaçan altı otuz vapuruna 


Ah geceler ne kısadır dağ başlarında 

Uyku süngü ucunda uzanır umuda 

Hınca hınç korku gömer toprağa 

Çift çubuk süren gözler 

Şavkıyorken ay firarla altı otuz vapuruna 


Buruşukluğu hissettirir soluğum 

Yansıyan meşe palamudu rengiyle

Yani beraber boğuluyoruz yazları 

Rüzgârın kanatlarına takılmışken

Haziranla kanıyor ellerim altı otuz vapuruna 


Acısın dağlatır suyunda deniz

Kara kıtanın kuru kadınlarına 

Hallerim ördürüyor zaman

Ş/işiyor gülüşmekten kadırgalar

Kibri taşıran altı otuz vapuruna

                            ________________İrfankarabuluT