Alnından öpersem seni

Çakmaz şimşekler küser anlara 

Yarına kara çalar dünün 

Bırak kabrin taşısın bedenini 

Ağırlığına tahammülü yok ayakların 

Sıkıştır avucuna sabrı çocuk 


Alnından öpersem seni

İhanet yuvası ibadetgâhlar taşar 

Kilitle inançsızlara kapını 

Başlat testiden içtiğin isyanı 

Aşınca güneş çubuk boyunu 

Açan her gül sana benzer Çocuk 


Alnından öpersem seni

Çatar sokak taşlarına ökçeler 

Bölüşürken toprağın türküsünü 

Çürük eylül kokusu sızar yollara 

Paylaşır özgür kanatlar mavi atlası

Doldur yasın bardağa çocuk 


Alnından öpersem seni

Sıkma duruşunu yıkılan hayallere  

Yığılır damlara özlemin 

Yön vermez rüzgâr yanık kalbine  

Akan yalnızlığın yoludur ölüm 

Sana benzeyen çocuk 


Alnından öpersem seni

Hıçkırığın darağacına sürer zihin 

Kim bilir yaranın kristal sırrını 

Hoyrat bir çığlıkla tutuşur ağıt 

Bırak ağlaşsın güvercinler 

Gülmek yurtsuzların hakkı çocuk 


Alnından öpersem seni 

Duru tutkular kavuşur yol ayrımında 

Fişlenir çekildikçe sabır 

Dağ başını duman alsa da 

Ölüm saklambaç sayılmaz 

Pul ol kul olma zamana çocuk 


Alnından öpersem seni 

Düvende çığlığa uyur harman yeri 

Etekleri lodos toplayan Çingene

Su katresi eker hüzün kıyılarına 

Asırlık dilekler oyar sessizliği 

Sen büyüme çağındayken çocuk

                             ________________İrfankarabuluT