Düşlere takılı aklım hem de hiç düşmediğim kadar aşka bazen rotası kayıptır şiirin bazense nüktedan ömrün güftesi ve sessizce sevip yaşadığım kadar sadık kaldığım bir dünya.

 

 

 

Aşkın hicreti

Sonsuzluğun gölgesi

Ve işte teşrif etti gece imgelerin tekelinde

Sırtlandım da sırtlandım sözcükleri

Ve bir kuş saklıdır göğüs kafesimde

Uzundur çok uzun gagası

Didiklediği ise yüreğimde kilitli

Binlerce duyguya meyyal

Sızlandığım ne ki sızılarımdan arda kalan

Bir içimlik addedilen

Şiirin kimliğinde

Kurcaladığım kadar zihnimi

 

Tokası saçımın

Tokalaştığım içimdeki derviş

Bazen bir ukde bazen nükte

Sessizlikle kıvrandıranlar nasıl ki zimmetli hasrete

 

Ah, öykündüğüm Rabbim

Ah, öldürdüğüm nefsim

Ve ölümsüz sevgim

Şimdi kıraç topraklara göçtüğüm

Çöl tozunda dahi açabildiğim

Bazen çöl çiçeği bazen yasemin

Koklamaya dahi kıyamadığım duygular saklı iken

Kıblemde esen rüzgâra teveccühlerimi sunduğum

Kırılan kalbimi şiirlerle diktiğim

 

Bir imla hatasıyım belki de

Gülüp geçtiğimse

İçimdeki şaklaban çocuk

Hibe ettiğim mazim

Teferruata düşkünlüğüm

Kızılca kıyamet kopsa da asla ödün vermediğim

Elbet bir ödüldür sevgi

Öykündüğüm huzur

Vuku bulan gecenin nezdinde

Şakıyan iç sesim

Derlediğim üç beş şiir

Varlığın mayasında saklı elbet sevgi

 

Maviden mintanı göğün

Öyle bir manivela ki ömür

İçimin titrediği o sesi şafağın

Şakağımda dayalı kalem

Ve işte nokta atışında imgelerin

Kendime yavaşça dokunmanın

Verdiği telaşla kimi zaman

Kayıp da göçen tüm yitenlere

Ah, duyduğum özlem dinmez ki dinmez ki

Dindiremediğim yasımı okşar sever Rabbim

Tünediğim şu kırıl daldır yuvam

Turladığım evren

Tavaf ettiğim güzelliklerden arda kalan

Ve işte haykırıyorum tüm gücümle

 

Yanlışım varsa çekerim de cezamı

Allah katında vereceğim hesabın olmaz mı yankısı?

Derlediğim

Bazen demlendiğim

Derdin dermanı yine O’nda saklı

Aşkla kürediğim bin bir gece

Bininci yolculuğumda kendime ulaşmak ne ki?

Hiç olmadığım kadar sevmelerin bedeli

Bir buyruk

Bir hudut

Bir uyruk

Saf tuttuğumuz safiyet

Bu aşk bir düş olmasa gerek

Kanat açtığım gök ve bulut

Ve işte efkârımı dağıtan umut

Nasıl da unut, der Rabbim

Dünün güncesinde saklı bir derviş gibi

Tıknefes sözcüklerden ördüğüm bir yelek

 

Bir iklimsem asla asalak olmadığım

Bir rüzgârsam içime kapaklandığım

Güneş olup da ısıttığım

Yıldız olmanın verdiği hüzün ile

Hüzün hırkamın koluna sildiğim gözyaşım