‘’Küskünüm.

En çok gözlerin düşüyor cümlelerime, bakışların hayallerime dokunup kaçan yaramaz çocuklar gibi bir yakamoz olup çarpıyor düşüncelerime.

Nice pişmanlıklar geçip gidiyor aklımdan…’’(Alıntı)

 

 

 

 

Kavuşulası bir düş’ sün içine düşülesi

Yorgun aşkın kıvılcımlarına serili

Sessizlik yüklü iklim.

Hülyalardır aşka bağdaş kuran

Son kozudur evrenin ilk günden beri

Sevgiye nazire eden nice pekiştireç

Sancılı bir oluşum gecenin rehaveti

Küfemde saklı aklımın ambarı

 

Ah, içime sinen

Ah, yüzümden düşen

Bir milatsa aşk

Miadı dolmaz da asla özlemin.

 

Seyyah acılarım var benim

Kambersizdir yalnızlığım

Göğün kukuletası

İçimde saklı şaklaban çocuk

Hevesi kursağında kalan bir sağanak gibi

Depreşir özlemin

Kesif sessizliğine hürmeten

Bağdaş kururum sözcüklere.

 

Bazen coşarım

Bazen hazanın olurum

Ben ki aralıksız kışım

Kış güneşine tutsak bir kuş gibi

Her kuşluk vakti geldiğinde içime kapandığım

Sabah ezanında doğup da yeniden

Kanatlandığım mavisi göğün

İçimin mevsimi kuruyan gözlerime nem salar

Varlığının rahmeti nam salar

Öksüzlüğüm hicretidir mevsimin

Yetim düşlerime konuktur şen sesin

 

Sazı sözü eksiktir yüreğin

Semazen göğün latif esintisi

Darmaduman edilmiş yüreğin çöküntüsü

Enkazından doğarım ansızın mazinin

Ebabil kuşlarına özenirim yerli yersiz

Yâd edilesi dünüme nispet

Yapandır bu rabıta

Bu aşkın fasılası

Havsalamdan taşan sözcüklerin verdiği molası

 

Muradım dillenir ezan sesinde

Miladımsa sonsuzluğun kıblesine

Her konduğumda kanat açarım rahmete

G/izini sürerim gecenin

Fısıltılarına kandım mı karanlığın

Beyazdan bir buluta dönüşür azap dolu varlığım

Gazabına uğramaktan korkarım kaderin

 

Aşkın hulasasıdır içimde saklı

Sözcüklerimin belası tek hecede saklı

Hazanın meali ve duası

Varlığın duayeni duyguların

Kök salar tek tek

Büyür de büyür efkâr

Aşka namzet bir kavşak

Ve tepinen iç sesim

Salkım saçak gölgem

Sardunyam ve hercai menekşem

 

Maviden büyüsü göğün

Yüreğin kördüğümü çözülür ansızın

Sırma saçında mevsimin

Üflerim tek tek çiçekleri

Uçuşan polenlerdir cennetten bahçem

Yeryüzünde saklı

Dünümde yaslı

Anıma dokunur aşkın varlığı

Dona kaldığım bir zamandan arda kalan

Ve işte sığınağım

Külliyem, şecerem

Arzı endam eden umudun doğumu

 

Gül benzimde gülümser şiirler hece hece

Ganimet bulmuşçasına yağmalanır gece

Sabaha doğru yol aldığımda

Sonlanır öyküm

Yeniden derlerim ömrü

Öykündüğümse dünde saklı çocukluk mealim

Gülümseyen çehreme eşlik eder güneş

Güneşin peçesinden damlar hicret