Hangi duygunun ulemasısın sen, yabancı yoksa tüten efkârın titrettiği bir gölge misin ve ellerimden kayıp geçen zaman ne ki, aşkın tekelinde sabahladığım sayfanın başında izini sürdüğüm gizimden firar eden hecelerde tutuşan yüreğimden haberdar mısın hem? Ya da boş ver gitsin elbet gittiği yere kadar gidemediklerimdense asla sorma beni: soracaksan Rabbimden öğren her doğruyu ne de olsa yolumdan bir ömür sapmadım ben.

 

 

 

Üstü mavi örtülü bir çığlık

Bekası yalnızlığın ve matem yüklü her öğün

Öğütüldüğüm şu değirmenin çarkları

Övündüğümse içimde saklı masum yetilerim ve yitimlerim

Yitip giden gün ertesi

Çılgın bir doğanın da hamisi…

 

Hamt olsun ki;

Düşkünüm hala sevgiye

Hamt olsun da günüme

Gün yüzlü bir seyyahtır yüreğim ve kalemim

Güldür güldür akan nehrin her damlası

İnancımla vicdanımla hafiflediğim.

 

Hafife alan kimse varlığımı

Varla yok arası değildir hayata hâkimiyetim

Bazen direksiyonu kırdığım

Üstüme üstüme sürdüğüm ne ki?

Defalarca enkaza dönüp de yeniden küllerimden

Doğduğum Allah katında kayıtlı.

İç dünyam ve belgelerim

Noter onaylı sezgilerim ve haletiruhiyem

Gerçi severken geçer not almadım ama dünya ahvalinden

Lakin izinsiz sever ve yazarım ben

Yaşadığımsa sadece O izin verdiği ölçüde

Ölüm dediğin ne ki

Ölümsüz addedilense içimde saklı nice yemin ve iman gücüm.

 

Güç bela ayakta durduğum kimi zaman

Lakin kale’ m düşmedi kandırsam da kendimi

İhbar ettiğim iç sesim

Nazenin yüreğim

Bazense yanıp sönen feri kelamın

Selamımsa Allah adına

Yalanım yok şiar edindiğim her duyguma ve sözüme

Kefilim ben

Benden önce Rabbim

İzini sürdüğün gizin

İmha edemediğim kimi zaman nice insan iken

Yüklendikleri kinin ve kirin de

Çok çok uzağında yaşayabildiğim.

 

Bazense görünenden üstün ve engin

Bir buz dağı

Erisem de aşk denen ateşle

Büyüttüğüm kadar gözümde insanları ve sevgiyi

Amblemimdir saklı hüznüm

Gül nasıl ki dalında mutlu

Kopamadığım hayatın ve toprağın kili

Elimi yıkadığımda akan giden kirin ihbarı

Hala beyaz kaldığım kadarından da fazla

Bazen üstüne çıktığım kantarda saklı bir resim.

 

Hem insan hem çocuk hem yasın ilahi varlığı

Ve işte hüzünlü kalbimle koşup da

Beni en çok seven Yaratanın haznesinden

Yağan rahmetin ve sevginin

Bereketi ile sığındığım kadar

Sağalttığım ömrün kıyısında bazen yüzleştiğim

Kendim ve insan olmanın muadili iken

İklimlerden ikilemlere düştüğüm

Gün içinde dahi örtüşen ben ve nice mevsim.

 

Yoksa nasıl nemalanırdım ben durduk yere

Kala kaldığım bir başıma

Sıfatlardan yorgun düşen ismim

Ve ikbalim ve kimliğim

Yâd ettiğim her güzellikten düşense payıma

Payidar olsun yeter ki renklerim

Varsın olsun zaman zaman solgun ve s/üzgün

Saklandığım yalan

Saklamadan yazıp sevdiğim

Sinemde ötüşense bülbülüm

Gül’ üm madem bülbüle gönül veren

Örtüştüğüm nice duygu

Varacağım yol yazarken kaderimde

Başım gözüm üstüne güzel Rabbim:

Aşkın kıblesi

Yalnızlığın hutbesi

Uğurlu sayım ise sonsuzlukla eşleştiğim…