Boşboğaz bir imgeydin sen:

Hiçliğim tüten dik yokuşlarında şehrin

Meali yoktu da düşüncelerimin

Rugan yalnızlığım ölümlü ve biteviye peşine düştüğüm

Zemherilerde üşüyen içliğim

Mecazi bir firar olsa olsa sökün eden

Renklerin tekdüze mırıltısı

Karanlığı dahi isyan ettiren

 

Tutuşan beyazın bekâreti asla çalınmayacak

Ben nöbette oldukça hüznün sınırlarında

İçime çöken acıyı da dindiremeyecek hiçbir fani

Elem kuşlarının örttüğü sırtım

Aymazlığında yalnızlığın vuku bulur mu sahiden de söyle?

Amberi yüksek bir enerji iken

Çektiğim içime derinlerden sızan sıvının

Hacminde mi yüzecek kâğıttan kayıklarım?

Albenisi de yok artık hayatın

Turuncusunda güneşin istimlak edilmiş kaldırımlarda

Seken sefil yüreğim adeta kordan bir hece

Kör noktası varsa yoksa ettiğim yeminlerin

Huzur içinde beklerken ölümü

 

Yaşamak sahi mutlu kılar mıydı az daha yol alsam

Biraz daha çalsam zamandan

Sönen ateşin ferinde bin bir ateş böceği

Söyle eşlik eder miydi?

İçimde kalan son kırıntıya

Tekabül eder miydi yaşama sevincim?

Hani kıtladığım şiirden kopup da hikâyeler yazdığım

Bin bir gece masallarındaki Şehrazat gibi

Çok sevilir miydim ansızın

Pimi çekilen kalbimin endamlı yalnızlığında

Hicretini ömrün kutladığım vedanın yanında

Çok mu sönük kalırdı yoksa sevdam?

 

Sevecen yokuşlarında şehrin

Tıknefes bir yaşlı gibi

Reşit kılınası şu hüznümde dumura uğradığım

Ömürlük yasımda

Günü birlik miydi sahi aşklar?

Tutuşan çıra gibi yandığım

Aşkla ve ihtimamla seni aralıksız andığım

Şatafatlı yalnızlığıma eşlik etseydin ya sen de

Bir dua daha etseydin buluştuğumuz yine rüyalarda

 

Açan çiçeğin poleni

Kırılan sazımın teli

Kırgın yüreğimin meali

Neye denk düşerdi ki ömrün kalanı?

İndirdiğim hatimlerden bir buket derlediğim

İyi niyetimle yüreğimi everdiğim

Şart koştuğum değildin oysa sen

Şerh düştüğüm bir şiir daha çarpan kalbimin

Zimmetlisi şu ölümün

Arifesinde hani olur da son bir şans tanırdı Tanrı

Seccademde rükû ettiğim her ezan vakti

Kendime duyduğum özlemi bitirir miydi yazdığım?

 

Bir ferman keşke olsaydı yazgım

Ve çocukluğumda tutuklu kaldığım

Gözümün nuru tüm sevdiklerim

Aslında birer yanılgıymış ömrün seyahatnamesinde

Sönen alevi gibi ömrün

Ne de olsa uzatmaları oynayan bir fani olmanın hikmeti idi

Allah katında kabul görmekten ötesi

Şakıyan kuşun sesinde yeniden doğmamın da müjdecisi iken

Ansızın bastıran yağmur

Şüheda mazimde yankılandığı kadar huzur

Varlığımın katıksız zincirlendiği umut gibi

Varsa yoksa evrenin bahşettiği sevgi denen iklimi

Ben ta içimde yaşarken kendimi bildim bileli…