Bir düş altı adeta gözaltına
alındığım yalnızlığımın salkımları bir o kadar başkaldırı şiir, hiçliğin
amblemi iken noksan mahlasımdan damlayan her dua akan damında sevdanın
menkıbeler sıraladığım ve fitilini ateşlediğim yüreğin dehlizinde saklı bir sır
gibi içime çektiğim hüznün külfetini yok saydığım dün mizaçlı evrenin
varamadığım nihayetin sahicisi belki de kalemin yürek tırmalayan g/izi…
Revnak bir acı tebessüm yüklü bohçam
Paçavra addedilen yüreğimin mezarını
kazdığım
Sabit bir sayı olma özlemime yenik
düştüğüm
Haresinde göğün
Yüreğimi yakan mentolü içliğimde
saklı sözlüğün
İzini sürdüğüm bir minval ki
Tepetaklak düştüğümün ertesi
Yorgun şiirlerim yılmadan sevdiğim
Yasaklı bir aşk addedilen zehirli
sevginin suskun dili
Zanlar mı yoksa günbegün zamlanan
Bir isyanda kendimi bulduğum
Göğün reçinesi saklı bulutum ben
Başına buyruk kalemin nidalarında
Bir sağa bir sola savrulduğum…
Gönülsüz yaşamak belki de benimki
Nasıl ki önceki hayatımda yoktu
şiirin nazenin dili
Sevabı da günahı da boynuma imgelerin
Serap görürcesine anbean şiirlere
sürgün edildiğim
Ömrün güftesi
Atağa geçen iç sesin
Duvağı
Katil eşrafın hiddeti
Ölümsüz addedilen hayallerim ve
dualarım
Kim çaldı kim çaldı sahi?
Benden gizli kim sevdi sevgiyi
Tolere ettiğim bir infilak
Bir ses bombası asılı kazı yaptığım
mezarda
Kazık kakmayacak elbet hiçbir canlı
Dolana değin vadesi
Tutarsızca sevecek ve yaşayacak nasıl
ki temennisi
Yüreğin kıvılcımlarından doğan bir
şiiri bir resmi
Ah, ben kimlere meyledeyim?
Yalnızlığın ulvi ulu duvarlarında
Ulağım madem kalem
İmbatı mı varlığımın?
İfşa ettiğim değil ifa ettiğimden öte
Geçkin şarkıların bekası
Gün mizaçlı şarlatan gece
Yaktığım kadar ruhumun fenerini
Ferine tutuldum ben bir kere
yalnızlığın
Nasıl ki kalemin fendi idi beni yıkıp
geçen
Temaşası adeta gizemin
Bir satır bir de katır
Bir zemheri olsa ne ki yağan karda
buldum ben kendimi
Kandığım her gülücüğe
Kardığım önümü
Kasıntı olmayan sevdalara gönül açtım
açalı
Kasıtlı kasıtsız sevdim insanı ve
evreni
Hududun ötesine geçtiğim kadar
İhlal edilmiş olsa ne ki ömür?
İtiraz hakkımın da bulunmadığı kader
Soykırımına denk düşen soğuk esintisi
içimde saklı
Matemin temennisi
Elbet bir şiir daha yağmaladı geceyi
Huzuruna çıktığımda Rabbimin
Bilip bilmeden sevdiğimin ve
sevildiğimin ertesi
Kanat açtım ufka
Nankör bir sayaç aralıksız hicveden
aşkı
Neşrinde sevdanın matemine büründüm
ben yalnızlığın
Ve kör noktası acıların
Körü körüne sevmenin nesi kötü?
Kem göz kem söz
Aşkın alyuvarları
Tükendikçe hücrelerim ve akyuvarlarım
Tanımsız ve ısrarlı bir sevginin de
menzilinde
Nasıl ki şakağıma dayalı acının
isyanı
Derdest edilmiş bir kimlikten de öte
Kıyamadığım kadar sevgiye ve
sevdiklerime
Elbet atağa geçecektir yüreğim
Kılı kırk yaran bir sevda değil hem
Aşkı da yaşamı da bodoslama sevip
içime çektiğim…
Bir dua gibi bazen bir duvar
Duvağından firar eden yaşı gelinlikli
düşlerin
Çoktan erdi nihayete
Varamadığım kadar hidayete
Engel tanımadan sevip yaşadığım
Hiçliğin mizacı varlık katsayım
şiirlerin nezdinde…