Savruk bir nidası vardı iklimin ne de
olsa ikiletiyordu sevgiyi sevmek nedir bilmeyenlerin değil inadına sevecen
serzenişlerinde meleklerin sevgiye nazar boncuğu takan bir suret gibi ya da bir
fısıltı aslında şair gibi bilinmezin g/izinde saklı ne varsa duyan biri vardı
elbet varsın olsun sönsün kandil varsın olsun üstü örtülü nice delil ne de olsa
sevgiye namzetti evren ve kuluna güç veren yücelerin yücesi Rabbi…
Meylettiğim bir surede yeniden
doğmanın
Telaşı değil bilakis huzuru ile
serildim serileli
O kutsanmış rahleye…
Yüreğimin mürididir şiirler
Nemalandığım ömre ve sevgime
Kefil olduğum kadar
Karalandığım bazı bazı
Seferi tanıklığında meleklerin
Öyküme yeni cümleler hediye ederken
kader
İfrata kaçmış bir sevgi benimki
Bazen bir imla hatasına denk
düştüğüm:
İnsan nasıl ki müsemma ismi ile
Sahi, gül çehrem solar mı solgun
ışığında
Söndü sönecek kandilim
Yeter ki kabul görsün dualarım Allah
katında.
Zinhar geçiş hakkı tanımayan bir
cihan
Zihnim ve yüreğim sürtüşürken bir de
Layığı ile yaşayabilmenin güncesi
Ömür billah tükettim tüketeli
sözcükleri
Lafta değil özde sevdiğim
Bil mukabil, sevgili kâinat
diyebilmenin meltemi
Bazense derin bir matem denizinde
boğulduğumun arifesi
Ve işte yanarken yürek
Yâd ettiğim kadar dünü konuşlandığım
o devasa tünek
Varlık katsayımla özdeş
Sözcükler nasıl ki yoldaş
Ve de âşık olduğum gün doğumu ve
güneş
Dar ve uzun bir güzergâh
Her fasılasında ömrün, hemhal
Olduğum bunca şiirin bunca öykünün
katık ettiğim
Nazıma dinmezken niyazım
Koştuğum sadece koştuğum Rabbin Dergâhına…
Üzünç yüklü kalbim
Bazen nidalar sökün eden
Bazense fısıltılar kulağına giderken
Sağır Sultanın
Demek oluyor ki yalnızlığımı söndüren
bir gizem ve nice tevafuk
Nasıl ki hâsıl olacak kat izinde
sevgimin
Aşk ile ördüğüm hayat
Aşina olduğum kadar sözcüklerle kat
Çıktığım nasıl ki beni kucaklarken
hidayet
Misafiri olduğum bedenden taştığım
bazen şahlandıkça
Ruhum, şiarım kalem sayesinde
Kendimle baş başa kaldığım.
Ne külfettir hüzün ne de koruk bir
acı
Meylettiğimdir iki cihan yeter ki
aziz olayım
Dirhem dirhem eksilirken ömürde
Devasa bir rahmet yağan göğün
kıblesinden
Duraklattığım kadar yaşamı
Dur durak bilmezden de yaşattığım o
delişmen rüzgârı
Bahşeden elbet kâinat
Ve ısrarla uçuyorum göç de ediyorum
kendimden
Bir mevsim ne ki bir günde?
Kaçını yaşıyorum içine düştüğüm kara
delikte
Miadı dolmuşken mısraların
Parmak izimde saklandığım kadar
yalnızlığımın
Bedelidir ödediğim
Kısmeti ve kaderi baş göz ettiğim
Kederin de cilvesinde saklı hasreti
harmanladığım ne ki?
Sarmalında bilinmezin
İzini sürdüğüm bunca şifrenin ve
gizin
Endamlı bir hayata kucak açmış olsam
ne ki?
İnsan bir kere cüret etti mi çok
sevmeye ve işte
Tanışıklığım kendimle
Bazen yaşadığım kabir azabı
Can bulacağım ümidi ile tek tek de
tecelli
Etsin hani
Varsın dinmesin rüzgâr
Varsın kandığım kadar kardığımda
hayat ve kader
İz düşsün yüreğin mülkine
Bir metanet bir dirayet
Bir de hasret ekledim tespihin ucuna
Konduğum nice dua nice sure
Allah’ın indinde kabul görsün yeter
ki niyazlarım
Düşkünlüğüm sevgiye
İçine düşülesi bir çukur değil asla
yaşamak
Hicrinde yalnızlığın
Göl durgunluğunda ve sakinliğinde bir
hayat dilerken
Diğer âlemin çağrısı saplanırken
bağrıma
Gücüme de gitmiyor hani yalnızlığın
gölgesinde
Yaşardığı kadar gözlerimin
Yeşeren umuda nail olmanın
Bir bilinmez ki gark eden ansızın
Sözcüklerin ve de duyguların çıtası
yükselirken anbean
Amel defterime yazılanın uğruna
Andıkça mazimi ar bildiğim ne ise
Saklı tuttuğum kadar yüreğin
derininde
Elbet İlahi Işıktır aydınlatan yolumu
Varsın sönsün kandil
Varsın eriyeyim mum gibi ve de dibine
gelsin ateş
Alevlenen bir tutsaklık ki bağdaş
Kurduğum bir şiir bir nesir gibi
Bahşedilene duyduğum şükür
Güleç yüzünde güneşin açan nice çiçek
Fikrimle zikrimle eş düştüğüme tanık
nasıl ki kâinat
Solumdan başladım yine saymaya
günleri
Erişkin bir kuş değil henüz
Anne kucağında yaşayan bir bebeğin gözyaşları
Mesken tuttuğum gönlüm ve yüce Rabbim
iken
Tek sırdaş
Esen rüzgâra meylettiğim nice telaş
Ve işte huzuruna çıktığım yaşların
yasların
Huzur bulduğum kadar dualardır ruhuma
özdeş
Bil mukabil, evrenin sevgi dolu
hangarı
Tutuştuğum kadar da sönmeyecek bu
İlahi Ateş…