Ötelenmiş bir düş olma ihtimali elbette ki gerçeklerden geçiyordu üstelik izdihamına dünyanın yenik düşen rüyalar ve her bir kâbus aslında hayatın açılımıydı ve hayatı yaşanır kılan gözlerimize çekili o perde çünkü görmek istediklerimizdi karşılaştığımız acı gerçekler en çok da b/aktığımız o hayali açı aslında var olmayanların meali elbet içimizden geçen ve şiirlerdi alt yazısı hayatın görünenden çok öte görünmeyen ne ise iz düşülesi eflatun renkli bir posta güvercini gibi gaipten gelen mutluluk örtüştüğümüz zeminde yedi kat el olsa da karşımıza çıkan dostluğun meşalesini sonsuza kadar yakmanın verdiği o hoşluk elbet boşluğu toza dumana katan ve şiire selam verdi gece ve şair.

 

 

 

 

Sözcüklerim bakir ve yalın, gözümün bebeği

Her günde boy ölçüştüğüm hayalet

Demesi o ki:

Mezarı çok darmış en çok da asılı kaldığı çınar

Baba yarısıymış onu kucaklayan

Anne yarısı bir özlemle

Duyduğu açlık ve hasret

Kefen bezinde sakladığı üç beş damla ve kan…

 

Medeniyet çukurunda boğulmuş bizimki:

Acının parayla yok olma ihtimali

Daha çok tüketim daha çok menfaat

Mademki uymaktı payına düşen

Uyanık geçinenlerden olmasa da

Safiyet yüklü benliğiyle

Kucak açmış o da sefalet yüklü bir zenginlik.

 

Gözünü boyayan ihtiras nice kart

Zenginliği tembihleyen

Zarf dolusu dekont

Maaşına haciz gelen bir cehalet

Ne de olsa esaretindeydi medeniyet çemberinin.

 

Sözü uzatmaksa son dileğim

Sonda söyleyeceğimi baştan mı söylemeliydim?

Bir hece ihlali acının açılımı

Açısı yüreğin ve acının

Aslında kâinatın güftesi saklı mısralarda

Şapkasından tavşan çıkaran sihirbaz edasıyla

 

Şair olmak neyime ki?

Neyden ibaretsem

Nem tutmuş sefil yüreğime sorsunlar bakalım:

Vücudumun damarlarında tortu

Ne zamanki sözcük akışımı kessem düşüncelerle

Saf tuttuğum bir merhale

Mademki özüm de öznem de insan…

 

Geçit vermeyen kimse

Ne kindar ne nefsine tapan

Azığa aldım ben neşeyi

Azımsanmayacak kadar da bir coşku

İbrem tetiklerken hayalleri

Düş gücümde saklı iç cep

Cebimde saklı güncem

Günümü yaşanır kılan

Elbet insanlığa ve sevgiye duyduğum özlem

Bir de kalp gözüm kırpıştıran.

 

Ne kinaye ne safsata

Sözcüklerim çıkarsız ve hayâ yüklü

Yalanı da yok üstelik kalemin

Azıcık açıldıysam enginliklere

Mazur görsün beni şiir yürekli şiir sevenim.

 

İzafi bir nokta olduğunun bilincindeyim elbet:

Kayıp ruhumun ve neşemin

Özrüme vakıf bir asalet

Sessizliğimle kefilim üstelik

Hem aşka hem acıya hem yalnızlığa

Örtündüğüm kadar

Uçuşan saçlarıma konan kelebek şiirlerim

En fazla bir günlüktür hasretini çektiğim

Elbet kaleme abandığım

Abayı yaktığım kâinat

İlahi Aşkın gücüne vakıf

Endamlı olsa neye yarar ki içimdeki c/esaret?

 

Öncemden çıkıp yola

Anda kaybolduğum.

Yarına varmaksa tuttuğum rota

Kim bilebilir ki yarının mutunu?

Sancılı olmasa da ömür

Sevdalandığım doğru:

Elbet bilinmeze ve bilindik neyse karaladığım

Bir sayfada açacak güneşe duyduğum inanç

Sevgiyle parıldayan evren ve gözlerim

Görünenden çok çok öte bir okyanus

İçimde dalgalı sözcüklerim

Buruşuk gömleğim

Ve alın terim

Verdiğim emeğe helal olsun üstelik

Mademki dünyaya geldik sevmek için

Elbet tek gerçek.

 

Yazarak çoğaldığım ve tutunduğum hayata

Hatmettiğim her hece

Hamt ettiğim aşkın nezdinde

Harap olsa da ömür

Kaderimin ne derse başım gözüm üstüne

Sefasını sürdüğüm bunca acı ve sevgi

Başım değer değmez arşa

Lakin yolum belli ilk günden beri.