
Ni̇sanin güncesi̇
Sözcüklerim, yaftalanmışlığın
anahtarıydı:
Sanrı yüklü denizin keyif düşkünü
Dalgalı mesafesi hep yarımdı
Yarının belleğinde ölümdü
Düşlerine düşkün uçkuru.
Lanet ferinde iblisin,
Bir tahakküm yalnızlığın merhalesi.
Gün boyutlu düşlerim palazlandı
Çıkmadık düşten ümit kesilmezdi,
Dercesine
Aşağılarda bir yer,
Ruhumun yorganı.
Karalar b/asmıştı al’ı
Arşı alaya çıkan zaferinde bulutların
Bir nida kundaklandı.
Derinlerde tezahür eden ümmeti
sevginin
Zerrelere tekabül etti adeta
Yüreğimin aksindeki sönmüş azap
Tutuşan fıtrat:
Tembel mavi kuşlar
Kurcaladı kayıp asaleti
Kopan kıyamet sonrası
Ahkâmların beli büküldü
Nisanın güncesini yazmaya başladığım
Gecenin ertesi
Ve yobaz gölgesinde
Çatlamış ar damarına hüzün çöktü
ihanetin.
Pervasız beyitler elemi çağrıştırdı
Uyruğu olmayan mevsimin
Sıra dışı hezeyanları
Kök söktürdü
Ebabil kuşlarına dokunmakla
İtham ettiğim her yokuşu
Sür git kayıp gitmek neymiş,
Bilsinler hani deli fişek yüreğin
Kıbleye dönük yüzünde o sefalet.
Yüreğine sağlık Gülüm hocam tebrikler
Çok çok teşekkür ediyorum kıymetli hocam.
Var olun.