Mihrabın kırgın mizaçlı düşesi her düşeş dediğinde Tanrı aşkın da alametifarikası yürekte seken kordan bir hece yerde yuvarlanan bir küre ve de yerle yeksan edilmişken o kör kurşunla kendinden geçercesine şair.

 

 

 

 

Doğumu ve batımı günün:

Meylettiğimiz bir resimden dökülen günahlar misali

İçlenen melekler

İçli şarkılar ve şiirler neyime gerek de demeden

Hırpani ruhun soluk tininde

Tutulan nutkuma eşlik edendir şiir

 

Debdebeli bir duygu sağanağı

Delişmen rüzgârın da çöreklendiği

Varsıl bir otağı

Sabra delalet hüzün

Sancağı dikilesi ömrün

Son vardiyası ne yazık ki ölüm

 

Bir hicap değil asla

Esefin de yok sitemi

Doğrular ve yanlışlar dolu insanların küfesi

Metazori bir sevgi değil

Yürekten meyleden

Makul olan ne ki yaşamda?

Ölüm ile köpüren denizin fısıltısı

Ç/ağladı yine yüreğin türküsü

Elzem olan sevginin ütüsüz seyri

İçten gelen

Doğaçlama yaşar ve yazarken şair

Arzı endam eden umudun uçuşan perdesi

 

Türküler gibi bağrı yanık

Kelamın zirvesi

Ve hüznün bakiyesi

Ömrün de bekası

Ya nasip, demenin içtenliğinde saklı adeta

Maneviyatın iz düşümü

Kim okursa okusun martaval

Şair ve insanlık sevgiyle iman gücüyle hemhal

 

D/okunan yüreğe

D/okunmadığında sözcükler yaşla gelirler dile

Göze de gelir şair

Elham ve Nas ve nice sure

Kapıp da koyuvermeden kendini

Gaipten gelen coşku ve sevgi ve umudu

Dost bellediği kadar

İnsanların sessizliği

Bazense sözcüklerin suskunluğu

Gelmese ne olur ki dile?

Yeter ki yâd etsin yüce Rabbi…

 

Kulunu ve kalemini şairin kutsasın

Endamlı bir hüzün bile çöreklense ne ki ne?

Aşkın ifası

Yalnızlığın akan çatısı

Ve işte uçuşan rubailer hurafeler

Şair de gönül koymazken bir diğerine

Şiarıdır sevgi haznesinden taşan

Ne çıkar ki varsın olsun bir yenilgi

Yanıldığı kadar şair severken

Müsebbibi varsın olsun belirsiz

Aşkın hicretinde

Yeminlerin hicvinde

Sözü özü bir olmanın da meali

Ne de olsa çıktığı katlar basamakların emsalsiz çağrısı

Hidayete uzanan eli ve yüreği

 

Yanık bağrında saklı

Bilinmezin izi

Gizinde evrenin

Tavaf ettiği kadar yeri göğü

Alametifarikasıdır iç sesi

Deştikçe en derini

Ulaştığı O İlahi Makam ki:

Kulluğun da hüznün ve hidayetin neferi

Kula da kulluk yapmazken şair

Sevgiyle inançla yaşadı ve inşa etti kabrini

Kabir azabını yaşadığı bir ömür ki

Gaipten gelen duyguların da tek müsebbibi

 

Varsın olsun kâmil

Varsın olsun hemhal

Acıyla ve hüzünle tokalaştığı kadar

Nasıl da Rabbine dönüktür

Yüzü şairin ve evrenin

Ve dilaltı şiirlerinden kopamadığı kadar

İman gücüne yüzü suyu hürmetine ne derse kader

Elbet Allah kerim…