‘’O bir çay istemişti, trenin içinde

Biz tren yolcusuyduk, çölün içinde

Ben yalnız kalmıştım, senin içinde

Oysa kaç kişinin yerine sevmiştim seni…’’(Alıntı)

 

 

Hırpani bir bulut idi varlığım, her zerremle yâd ettiğim mazinin meali olsa gerek şiir sandığım…

 

Sanmadıklarım ve de yüreğimle sarıldığım

Saklı tutmaksa ümidi sararan yeryüzü

Sevmekse yeri göğü sevecen bir iklimden de fazlası

Saklıydı içimde

Gözümü sakındığım kadar

Kayan gözlerim

Ölü nefsime sayıp sövdüğüm

Çocuk kalbimde saklı bir sır gibi

Ansızın sobelendiğim gecenin körü

Fendine yenildiğim aşk gibi…

 

Közünde saklı idim özlemin

Öznemle mağdur

Özverimle mağrur

Kıyıldıkça dilimlere

Bildiğimdi kıyama durduğum

Rabbin nezdinde sayacı kırık yüreğim

Semazen eteklerimden dökülenler

Aşk ile rap rap adımladığım şu uzun yol

Bense bir emir eri sadık olduğum kadar asalete

Cesaret bulsam da bulmasam da hep sevdim

Dilimin ucuna gelenlerdi ne varsa ne varsa

Dilimden çektiğim.

 

Yetmedi kalemin hissiyatı

Kalender bir seyyah yolcu

Nasır tutmuş yüreklere de paye vermeden

Kalp gözümle yeşerdiğim yaşardığım

Ne renk körüydüm ne de gök kuşağı

Basireti bağlanmış yıldızların yırtık duvakları

İçimde açan binlerce çiçek

Tek seferde içime çektiğim nefes

İdare lambasında yanıp sönen gözlerim.

 

Fedaisi idim evrenin

Firarisi sözcüklerin

Ansızın feveran ettiğim

Bir öfke ya da hüzün

Asil olsa ne ki yürek?

Alaşağı edildiğim adeta elimde kazma kürek

Deştiğim duygular

Dalaşan husumet

Bense sevgiyle saklı tutulası

Cesaretten de öte gözümü kararttığım

Elbet kara gecenin tutsağı bir şiir yangınından ötesi

Şehrin kılavuzu yürekten sökün eden

Sözcüklerin iniltisi.

 

Ve işte şerh düştüm bir bir

Bir muzaffer komutan edasıyla

Nakşeden duyguların kölesi

Eh, kolay değildi şiir olmak

Şairden öte şiarıydım hasretin

En çok da kendime duyduğum özlem

Gidemediğim kadar kendimden

Nice yürek çekip giden

Çektiğim kadar çilenin kaçan ucu

Kaybolmaya ramak kala

Ve işte şiir olup doğdum ansızın

Bir gece derken bir şiir daha

Şehrin ışığı olduğum kadar

Sönmek bilmeyen gün ve gece…