Bir rengim yok benim, hafız:
anlamadın mı hala ikilettiklerimden dökülen ikili tahminlerde saklı bir resimim
ben bir g/izim ben ve tevafuk yüklü evrenin sır yüklü sesiyim.
Ahşaptır benim yüreğim
Adabı yoktur da ahvalimin
Bir karıncayı bile sevebildiğim yalan
değil
Hatta kafa üstü düştüğüm yeter ki
ezmeyeyim
O karınca sürüsünü.
Gülümsemelerim çalındı hayallerimin
peşi sıra
Sırra kadem bastı mutluluk
Hedefimdi huzur ve sevgi
Taşkındı yürek bazen bir metafor
Bazense yüklendiğim azap
Hıçkırığım dinmedi
Hiçliğime binaen var olmanın güftesi
idi sevmek.
Gönlüm razı gelmedi yeniden döndüm
başa
Ufkuma sadık güneşi sarıp sarmaladım
hatta üşümesin diye
İçimde sakladığım tüm sevgiyi örttüm
üstüne
Tıpkı Rabbimin bana eşlik ettiği gibi
Sitemsiz ve sebepsiz yaşamanın da ta
kendisi idi
Sevecen yüreğimden dökülen her zerre
Muradımın da telvesi
İçilesi bir acı kahve elbet dostumun
eşliğinde
Lakin dünde kaldı pek çok şey
Ben artık o eski ben değilim
Tevazu yüklendiğime şahit koruyucu
meleklerim.
Saklı tuttuğum iyi niyetim ve
masumiyetim
Asla da sonlanmayacak yaşadığım
sürece
Bedellerini ödüyorum elbet içtenliğin
Mazbut hayatıma nifak sokanlara da
aldırış etmeden sözüm ona
Seferberliği yüreğin ve kalemin
Ve işte dikiyorum tek tek söküklerini
yüreğin
Şahlanan duygularıma
Sönen ruhuma
Sancağıma dair kimse atıp tutan
Hala inanıyorum huzura ereceğime
Küllerimden doğsam ne ki?
Öleceğimin da garantisi
Peşimden esen rüzgârın
Savurduğu öznem ve gizim
Solan çehrem
Sinemde saklı bir sürü hece ve insan
Ah dahi etmediğim
Ağıtlara da tek tek döktüm yaşımı
Yasımın mimarıdır sevgi
Yaşımsa çoktan erdi kemale
İndindeyim artık ölümün
İnzivada geçmiş olsa bile ömrüm
İfasıdır ruhun yazdıklarım
Kimine göre bir imla hatası ismim
Hali hazırda dile gelmez acım
İçimi açtığım kadar daha da yandı canım
Bir ferman değildir yazılan
Bir fetva asla değil
Dibini gördüğüm dünyanın
Ertelediği gülüşümün yanında solan
çiçekler ne ki?
Devasa bir çelenk gibi
Kendi mezarımı ziyaret ettiğim ölüm
öncesi
Yoksa gözlerim açık gördüğüm bir rüya
mıdır bunca şey?
Dilimde yüreğimde Besmele
arşınladığım her milim
Madden yaralı manen zengin
Yaralı beyitlerden firar eden bunca
duygunun da ederi
Elbet kayıtlı sadece Rabbin katında
Varsın izi kalsın acının
Varsın kat izi olsun sevdiğim
Varsın kayayım yıldız gibi göğün
Teninde saklı özlemi de
sonlandırdığım
Bir şiire serildiğim ve sarıldığım ne
ki?
Binlerce şiir içmişken bir ömür
Ertelenen mutluluğa ben de parmağımı
basıyorum
Semazen yüreğin feri aydınlık kıldığı
kadar
Sevabımla günahımla hala ayaktayım
şükür
Kader ve keder yüklü tefekkürde saklı
mizacım
Kangren olmuş tüm kötülüğü söktüğüm
derinden
Sökün eden binlerce heceden ayrı
düşmeden
Ve işte yeniden başlıyorum hikâyeme…