Bir sözcüğe değildi düşkünlüğüm sonuçta yazılmış yazılmamış sözcüklerin tümüydüm.

 

 

 

Mensubu olduğum düşlerin sayacı kırılmıştı

Kırılan kalbime dolan pıhtılar belki

Yarınlara düşkünlüğüme

Şapka çıkaran acıların, ucu yanık umutların her biri

Takılan aklım bir sözcüğe

Yuvarlanan ruhum yokuş aşağı

Dip dibe yaşadığım hüzün ve güfteleri

Sakar yalnızlığımın tınısı

Aşkın ve varlığımın da boyutsuzluğu.

 

İşte çiviyi sökmüşlerdi tenimden

Tenimde saklı beyaz bir resim

İçimde devinen binlerce bilinmezin

Hüzün saksısı

Ektiğim tohumlar

Açarken şiir şiir

Hem sevdiğim kadar mutluydum

 

Adeta karanlık ayda saklı ömür.

 

Göğün asılı tek metruk hanesiydim

Hanemde yangın

Bağrımda değen okların sızlattığı

Her sızı düşerken içine mevsimin:

Ben hep mevsimdim hem karanlık

Dolunayda gezinen ruhum

Kimi zaman töhmet altında kalsa ufkum

Ah, bir de dokunulmazlığım yok mu?

 

Oku denen ilk emre itaat ettiğim

Gel gör ki okunası sayfalarıma düşen yalnızlık mıydı?

Bilip bilmeden temenni ettiğim.

 

Yorgundum yolları aşan

Yangındım için için yanan.

Yazgımla hemhal

Tek tanığım tek yardımcım Mevla’m

Sessizliğime perde çeken rüzgâra değildi üstelik öfkem.

 

Yıllanmıştım

Yarılamıştım da.

Yansızlığıma şerh düşmüştüm

Kimse sevdiğim

Bağrıma bastığım

Ağırdan aldığım teknem

Hala dibi su alıp batmayan

Güneşe özenmiştim her şiir vakti

Şiir içip şiir yemiştim

Dokunan içime kimse

Dolan hangi nehir yatağıydı da

Kuruyan yürekte saklı ne varsa

Gün ve gece.

 

Hem hamdım hem pişmiş

Lakin pişkin olmamış da sefil bir derviş.

Adımladığım her yol ve yokuş

İzafi bir varlıktım bazen keşmekeş

Sallanan bir yaprak gibi

Kopamadığım kadar cebelleştiğim kendimle

Yerli yersiz.

 

Bir kıtaydım:

Hazır ol’a duran

Bir bölüktüm ki

İçimde saklı binlerce emir eri

En çok kendime sataştığım her hüzün vakti

Debdebeli bir coşkuydum hem

Salındığım şu evrende

Kendi çalan kendi söylenen

O Çingene kız gibi

Pervasız olsaydım keşke

Bir o kadar mülayim

Beylik bir söylemdim ya da değil

Hikmeti saklıydı içimde

Çektiğim eziyetin

Katlanan bunca hüzün

Kilitlendiğim bir günde

Bir ömre denk düşen o kördüğüm ki

Efkârın saltanatı sürmüşken bir ömür

Umuda dair bir işaretti

İhbar ettiğim günü ve geleceği.