Kirlenmiş bir gülüş değildi olamazdı da: martaval bildiğim leyleklerin de ömrü iken lak lak ile geçen derken zuhur eden bir teselli, mabedi ölü bir mevsimden kalan düşlere kucak açan.

 

 

 

Yaralı satırlar yarenlik eden

Düşlere mahkûm kılınmış gerçek ötesi serzenişler

Bazense bir parantez açan ömür

Beyhude sevgilere ümit eken birer birer.

 

Hacminde saklıydı mevsimin

Hazan mahsulü bir düşe gebe

Göğün saltanatı idi süren kuşlar

Sürgün edilmiş beyitler ve nice şiir

Boyumuzu aşan bir kaderin son nağmesi

Uçuşan göğe kat çıkan sevdalı bir şair

Aşkın haznesi

Yalnızlığın dikişlerine eziyet eden

Bir düğme gibi

Kopmaksa derinden

Her acının da mealinde gizli

O seferi yüreğin temennisi.

 

Niyazlar eken umut biçen

Umuda dönük bir mevsimden ötesi

Yalnızlık nasıl ki acının son hutbesi

Resmi olmayan bir duygu

Duygudan öte yaşanmışların her bir katresi

Belki de hayal mahsulü idi şair

Öznesi mevsimsiz bir rüzgâr

Kanatlarına dokunduğu yıldızlar kadar

Vakur ve mağrur

Kimliğinde saklı m/eziyetleri

Bir kelamsa eksik kalan

Bir sure ise hayatı değerli kılan

Ötesizliğin meali.

 

Aslında dününde saklı bir hezimet

Kopçası kopan dünün emsalsiz titri

Elbet bir dokunup bin ah işitmekten öte

Yazılmaya duran bir şiire d/okunmaksa işin aslı

Ebedi bir gülümseme tecelli olsun diye

Nazarında yaşların

Bentler aşan bunca yasın müdavimi elbet

Sözcüklerle dikilen yamanın

Kapanmaya yüz tutmasa da o yaranın

Tek şahidi esen rüzgârda saklı

Muhabbeti sonlanmayan bir coşku ve masal

Şiirler iken musallat olan

Sevdalı bir nameden ötesi yok işte

 

 

Yokluğun rüzgârı

Aslında varlıkta saklı bir masaldan öte

Yok olmuşluğun ta kendisi

Doğmamış güneşte saklı o tecelli

Varlığı nasıl ki sonsuzluğa ve Rabbine zimmetli

Bir coşku ve aşk

Utkunda yıldızların

Sönmeyen bir ateş misali

Kıpraşan her zerresi ile

Kırmak adına tüm zincirleri dünden beri.