Temkinli bir düş idi g/ördüğüm:
sözcüklerin geniş cepheli yalnızlığında seken bir kör kurşun gibi hedefi
ıskaladığım ve tembihli idim büyüklerimden ölümle örtüşen bir yenilgi bir
zafiyet ve tınısı yoktu renklerin ve duyguların tanısı konmamıştı henüz.
Erkenden yatmadığım, sabahladığım
gecelerin
Enkazı altında kalmaya mı yeminli?
Hani, sahici akşamların kor çatısında
Yıkık kentlerin duvarlarına ilişen
bir resim gibi miydi meylettiğim?
Çökkündü ummanlar
Çöreklenecek acılar henüz tahliye
olmamıştı da
Rüzgârın tayfası
Hani, o serin esinti meylettiğim
Göğün duvağı
Beklerken son durağı
Es geçtiğim mavinin külfeti
Zehir zemberek değildi henüz yaşam
Yine de kat izi hayatın
Ket vurulan nice geçit
Bir aruz idi giyindiği gecenin
Arazı düşlerin
Mevsimlerden yüreğe seken kör kurşun
Afalladığım yarı yolda kalmışlığım
Bazense düz duvara tırmanma sevdası
Hapsolduğum zindansa nazenin mabedim
Öykümle tutunduğum hayatın
Öykündüğüm güzelliklerin yürek
serinleten
Temennisi.
İzi yoktu gecenin
Solgun yüzlü nakkaş
Aşkı hicret yalnızlığı taslak
bildiğim
Temas etmediğim bir acı ki
Açamadığım içimi
Kaybolduğum o mahşeri kalabalığı
Yaran sesi sevginin
Yâd edilesi dünüm
Ve mabedim
Ah, nasıl da çökmüştü omuzlarım
Asla farkında olmadığım
Farkındalık kazandıran bir alıntı
mahiyetinde
Göğün zemheri soğuğu
Ölümün ç/ağıran sesi
Nice inilti ki kök söktüren ruha
Kokladığım çiçeğin uğruna
Kat ettiğim yol
Uçurum dibi ölüme yakın
Uçları kayıp ipin
İpe sapa gelmez duyguların mezarı
Tasniflediğimdi oysa hüzün
Tarifi imkânsız ve de:
Yaşadıkça pay ettiğimiz
Paylaştıkça azalan acılarımız
Nemli göğün seyyahı
Yıkık yerkürenin dergâhı
Aşkla mabedi sıvazlayan kolları
Rüzgârın bir esinti bir bildiri bir
beklenti değil de asla
Astarı yüzünden pahalıya gelen
Yıkık kentlerin mimarı
Ölümcül gece ölümcül iklim
Susan saatler ve dinen feryadı
Yedieminde unutulmuş bir düş’ ün
enkazı
Altında kalmanın ağırlığı
Ağırdan almaksa hayatı
Ağdalı yasemin kokan sözcükler
Ağır aksak yola düşen imgeler
Tahliyesi imkansız döngünün
Tarifi solgun üstüme örtülü örtünün
Benden bize ulaşan
Biz olmaya meyleden her haykırış
Tokalaştığımız sırdaş iklim
Nasıl da nazenin bir tül bir duvak
Kefen bezi gelinliğin sihri
Acıya meyyal bir şiiri bir şarkı
Bellediğimizin ertesi
Yol yakınken uzaklaşan
Uzak bildiğimiz neyse yavanlaşan
İzi silik
Gizi yitik
Sihri acı ile bitişik
Ölümden ölüm beğendiğimiz değil
Beklentisiz yaşayıp sevdiğimiz
Zemheride soldu nazenin çiçekler
Ve kayboldu sırra kadem bastı öyküler
Bir çocuk bir kadın bir lehçe bir de
bahçe
Öykündüğümüzse sadece ertesi güne
Kısmeti kaderi saklı Allah katında
Nemalandığımız bunca acı
Soluksuz kalmanın veryansını
Silik ve nadide bir düş gördüğümüz
değil
Gözümüzden kaçan neyse
Göze kaçan çöp olsaydı keşke
İhbar edilesi bunca yaşın ve yasın
meali
Sustu evren sustu saatler ansızın o
gece