Card image cap
Şi̇i̇ri̇n vadesi̇ dolmadan

‘’Ayın puslu cümlesinde evler okunaksız harflerdi

Gittim denizin lacivert bahçesine oturdum

Ölümün mü hecesiydim yaşamın mı bilmiyorum

Sen değil sessizlik değil zaman değil mekân değil

Yalnız ölenler unutur birbirini

Seni sevmeye yeni başladım…’’ (Ş. Erbaş)

 

 

 

Cümleler yalıtkan tıpkı aşk gibi

Kesif bir sessizlikle payidar kılıyorlar sevgiyi:

İklimin titrek elleri var,

İklimin üşüyen ayakları

Belki de şiirlerin eklem yerlerine doğuyor ay ışığı

Oysaki doğmama vakit var

Tıpkı ölümü refüze edip

Ismarlamadığım yalnızlığın

Ulaştığı adresime dadananların olduğu gibi ve:

İkbali ya da ihmali ölüm gibi

Safran sarısı imgelerin tekelinde

Ötüşen haz ve hicap ve niyazlarla

Eşelediğim kabrime

Dokunan bir el var.

 

Yabancı bildiğim bir muhitteyim adeta

Issız bir çölün en nazlı çiçeği

Elbet fi tarihinde gözünün nuru iken sevdiklerimin

Yalı kazığı bir rüzgâr mı yoksa

Uçuşturan çekincelerimi…

Bir de işinin ehli acılar

Sıra mademki geldi bana

 

Yansızlığın mucidi mi yoksa yalnızlık?

Gözlerimi delip geçen bir ışıkta

Kaskatı kesilen sözcüklere

Sıcak nefesimle hayat verdiğim

Varsın kabul görsün Mevla’mın nezdinde

Ah, bir de dökülse ya üzerimden şu ölü toprağı.

 

Var ya, mıhlandığım kareden nasıl da firar ederim

Hani olur da kendi cennet bahçeme düşerim ansızın

Çekip gitmenin de meali iken bunca belirsizlik

Kabul görmek Allah katında son dileğim

Başına buyruk acılardan

Düşen payıma

Elbet iç sesimde tokuşan isli sözcükler

Bir karartı adeta üstüme çöreklenen

Her hangi bir dehlizde

Örtüştüğüm karanlıktan düşen nasibime.

 

El açtığım her bulut

Sözcüklerden en frapanı belki de umut

Oysaki unut, demişti bana birileri zamanında

Gel gör ki kaybettim ben yolumu

Tam da rotamı çizmişken kabrime

Kolaysa baştan başla

Zorluğuna yenik düştüm o ayraç:

Mutluluk ve anda saklı olsa gerek o yolculuk

Mağlup geldiğim kadar isyanım da

Taşkın bir bent kadar

Kendinden geçti geçer de ömür

Sim(y)ası yabancı olmayan bir çehre ise

İçime çektiğim her nutukta farazi bir söylence

Sahi güneş ilk kez mi doğdu bu gece?

 

O zaman şiirin vadesi dolmadan

Göçmeli sayfadan

Kaybolan mıntıkamsa saklanan yarına nasıl yakın

Dokunduğum kadar dokuduğum her hece

En çok de yakışan gözyaşıma.