Bana mevsimin en dirisinden ve de en
sıcağından bir bardak sevgi ısmarla mavilim.
Aşkın batağa saplanmadığı o haysiyeti
ile soluklandığım şiirlerden de bir kupür kes ve lütfen bayat olmasın
ısmarladığım lades ve her lades dediğimde aşkı hicvet yeter ki kavuşulmazlığımızda
birer buket mavi bahşetsin bize Yaratan…
Her lahzasında saklıydı mavinin ve de
dirinin aşkı
Resmettiğimiz resimlerde şerh
düşmüştük bir kez.
Toplu iğnelerin topuklarıma battığı
Bir düş vakti işte
Reşit olmayan sevgilerin batağa
saplanıp
Kuşluk vakti içimizde kocaman bir
boşluk…
Oysaki hoşluktu addedilen
Dibini gördüğüm dünyanın da tavanında
asılı o kanca
Ve muteber bir dille afakanları
kovaladığım;
Rahmetin titrinde solan bir gül’den
olmasa da farkım.
Gülümsedim her dem…
Gülüp geçemedim arkamdan lanet
okuyanlara
Hele ki yüreğimde misafir ağırladığım
bir ömür vakti
Kopçaladığım şiirlerde asla da iki
yakamın bir araya gelmediği
Tıpkı şehrin isli yakalarında ben
Anadolu idim
Sen ise Avrupa yakasında konuşlu bir
başka İstanbul.
Sevdiğim kadar da vardı hani:
Hem sen hem mavi.
Aşkın hırpalanmadığı vakitlerden
geliyorum ben
Ve hor görülmediğim zamanlarda takılı
Aklım ve ruhum
Bir de parantez açtığım gök kubbe.
Şehrin ışıkları da açmazda
Sanrıların doğurganlığı
Bir şer vakti düştü iblis yola.
Ne gam ne gam uyutulduğum münafık
hecelerde…
Ne ayrı ne gayrı ıssızlığım
Rabbimle baş başa günün her vakti.
Sağımda melekler solumda yorgunluk
Melekelerin uçuştuğu o ruhani boşluk
Sadece aşkın ve mavinin doldurduğu
Elbette rahmeti kalemin
İndinde dizelerin diz dize uyuduğum
ne çok şiir
Tıpkı şehir gibi miskinim bazı bazı
Aşkı azat eden bir rubai
Meşk eylediğim her gecenin teninde
Islıklanan yalnızlığım
Oysaki bilemezler içimdeki
kalabalığı.
Rengin tasviri kayıtlı şiirlerimde
Şiirlerin de ahvali iken imgeler
Ve sırıtan gece
Oysaki az evvel ağlamıştım.
Somurtuk bir lehçede tutuşan od’um
Aşkın manivelasında kutsal bir hece
işte
İçimdeki mavi gül dikerken yüreğimi
ince ince.
Göğün kompartımanlarında kayboldum az
evvel:
Şiir diye çıkmıştım yola
Ve kopuk bir tasvir ne çok
betimlemeden çaldığımı
Ne az hüzün ile sırdaş bildim her
yenilgimde
Defolu yüreğim
Tazyikli sevgi ile nasıl da onardı
yaralarını.
Yamaladığım kadar da varmış hani
Ve de yaranamadığım.
Olsun azizim yeter ki düşmesin
gözümden mevsim
Mevsimin gözünden de yaş.
Yasıma sadığım madem
Sürüp gider mi sence bu pür neşe?
Azığım, azıcığım, aykırıyım madem…
İstimlâk edilmemiş şiir mi kaldı
geride?
Bir de yüreğin taşıyamayacağı yük?
Ne veryansın ne isyan oysaki
mazlumdum ben bir ömür
Latife ettim, azizim.
Hoş gör sen beni
Şiirlerden çaldığım her duyguyu
serdim işte ayaklarına evrenin
Kıblemde doğan ve batmayan güneş ve
mehtap
Asılı kaldığım kadar mutluyum ben
rahmete
Ve o coşkum sür git ömürde
tokuşturduğum ne çok şey
Çözülürken dizelerin bağları
Umudumla yeşerdim yine
Ölmeyi dilediğim kadar yaşamdan
aldığım keyif tartışılır
Ne de olsa dikiş tutturamadım ben bu âlemde.
Rabbimden sorsunlar beni
Var mı yok mu sakındığım bir diyetim.
Diyemediklerimin de mealidir her şiir
Ufka tutunduğum bir el rahmetin iz düşümü.