Müşkül bir rengim, azizim ve ruhun
fıtratında savurduğum nidalar ve salvoların üzerine yemin ederim ki içselleşen
sevgimin nezdinde sözcüklerin tufanında kavrulan yüreğimle kandığım kadar da
insanların tatlı diline…
Ah, rabıtam!
Ah, hazanım haiz olduğum tek zerremle
haz duyduğum yaşam şarkısı.
Nöbetteyim.
Nazenin bir ruh iken devinen
bedenimde neylerim ben inancım ve hayallerim olmasa…
Bir sağanaktı dibine sokulduğum
çınarın gölgesinde çöken avurtlarında kara bulutların yağan rahmetin beyazlığı
ve verdiği huzur kadar yakındım yakınım da her daim Rabbime.
Çetelesini tutmuyorum da artık
yenilgilerimin ve yanılgılarımın çünkü çıtasını daha da yükselttim içimde esen
İlahi Rüzgâra meylettiğim kadar da ufka ve yarınlara…
Rötarlı bir trenim ben kendime geç
kaldığım.
Yük vagonlarına her gün yenisi
eklenirken ve de…
Lokomotifine kurulduğum kadar da
sırça köşkümde içtimadayım.
Bazen iltimas geçerken hayat…
Bazense duygu yoğunluğunda yazarak
ilhamın eşliğinde yol aldığım ve aldığım randıman iken sözcükleri yüreğime peşkeş
çektiğim ve ısrarla sevdiğim ısrarla hayaller kurduğum…
Yüreğim kaç milyon kere kundaklandı
ise artık.
Artık bir atık değil atıl bir düş hiç
değil, servetim ve Hükümranım ve yalnızlığım ve yandan çark eden hangi ruhsa
ben sessizce yapıyorum ev ödevlerimi.
Çocuk geldim çocuk gideceğim.
Safran sarısı güneşe bir çalım attım
ki ruhuma doğan mehtabı sundum gök kubbeye devasa bir altın tepside.
Sitemlerimi serzenişlerimi öldürdüğüm
kadar öykündüğümdür umut ve huzur.
Ölgün bir ışık gecenin neşrinde
saklı.
Solgun yüzümde seken bir hayalden bir
gerçeğe.
İnsan olmanın meali elbet içimle
örtüşen dış sesin baskın çıktığında dualarımı daha da çok ettiğim ve iman
gücümün de çıtasını yükselttiğim.
Bir gölgeden medet umabilir mi insan?
Ya da hep midir gölge edenlerin isyanı
ve inkârı?
Beynamaz rüzgâr fısıldarken kulağıma…
Bense örterken üstünü dökülen
yapraklarımın.
Kat izim ve kat ettiğim yol asla da
dönüşü yok iken bir tekerleme belki de beni hayata bağlayan ne de olsa tevekkül
ve tefekkürüm ibaretim kimse ve de hangi nida ise ruhumu ve hayallerimi
baltalayan yok saydıkları kadar beni…
Bir zümre ki suskunluk.
Bir ziyan ki söylenen her yalan
doğrudan sapan her yanlış.
İçimde kalan ukdelerden ördüğüm bir
zincir belki de nasıl ki ilk gün vuruldum prangalara ve işte övünçle ve gururla
yüreğimde sakladığım…
Masallar var sonu belirsiz.
Öyküler var kahramanı soluksuz.
Şiirler var aşkın şiarı belki de şiir
iken kırık tekerini düzenin tamir edip de baş koyduğum yolda şiirlerle sevişen
yüreğim.
Çıpası mı ömrün?
Çivisi çıkmışken mi yiten günün?
Yetemediğim bir cihan nüktesi kayıp.
Hicrana binaen aşkla özlemle
sayıkladığım hayallerimde saklı mihrabım ve besteler ruhun cıngılı yaşamın
merhalesinde tutuklu bir figanım ben bazen çığırdığım bir türkü bazen ç/ağlayan
sözcükler iken ruhumun uçuşan tülü…
Zimmetli olduğum bir kâinat ki zinhar
sevdiğim.
Zarar ziyana aldırmadan umut tohumu
ektiğim.
Yakılası bir ateş madem çemberinden
geçtiğim.
Suskunluğumu bozduğum telafi etmek
adına dünümü.
Tevazudan beslenen yüreğim yine de
sıkılgan bazen sokulgan bazense sürekli bir duygu resitalinde renk veren rengi
kaçan duygularla örülü bir hırka gibi çeyizinde sözcüklerin baş göz ettiğim
kadar duyguların ikbali ve istirhamı ve idamesi.
Günü kovdum kapıdan.
Geceye meylettim.
Aşkı şiar edinmişken bilemedim de
içimde bir şairin saklandığını yine de itibar etmiyorum fazlaca yazdığım
şiirlere çünkü ben ve nüvem şiirlerden ibaret şiir gözlü bir Zühre Yıldızıyım
aşka düşkün bir melankolik belki de baş veren duyguları ihtimamla
serpiştirdiğim beyaz ve masum ve bakir sayfanın asaletinde saklı asi/l bir rüzgâr
iken meylettiğim iklimin bazen bir rubai bazen bir masal tadında olduğu kadar
sevgimi ve benliğimi yeter ki payidar kılsın yüce Mevla…
Semiren gök kubbe.
Pedalları kırık olsa da yüreğimin.
Perakende sevdiğim toptan sevildiğim
günlerin özlemi var iken içimde biliyorum ki Allah katında yaşadığım kadar
şakıyacağım yürek sesimle ve gönül gözümle sevdiğim yaşadığım ve yaşardığım
kadar da yeşerecek kalemim nasıl ki kale’ m ve mabedim yazdıklarımdan örülü bir
zincir gibi örgün eğitim gibi aslında hayat okulunda hayata sıfırdan başlamış
bir öğrenci gibi kubbemde saklı iken kıblem ve refüze edilsem bile insanlar
tarafınca rencide edilmeden onurum ile yaşamın tadına vardığım ve ağzımın kulaklarına
varacağı günlerin özlemi ve ümidi ile tekbir getirmekten ve inanmaktan ve umut
etmekten asla vazgeçmeyeceğim…