Ah, rengin müptelası müzmin sevgimde de saklı iken dervişin rüyası…

 

Manen çökkün kimi insan nice bulut

Seyrindeyim âlemin tutuklu

Kaldığım nasıl ki umut.

 

Hazanım ya da hüzün

Azan dalgalara dikili gözüm

İnhisarında ömrün

V/edanın ç/ağrısı

Merak etme:

Asla kendime değil

Sadece hükmünü yitiren eski ve yoğun seneye

 

Müptelasıyım duaların şerh düştüğüm

Kıblemde saklıyım

Yaralarım yamalarımla hemhal

Düşkün fıtratım aşka

Şahikanın kanadına konan güvercin misali

Postaladığım binlerce şiir ve mektup

Kendi şahsıma.

 

Biledim aşkı:

Yetmedi.

Bilemedim kimdi yalancı kimi sahi.

Reşit bir imgenin kucağına saklandım

Anne kokusuyla başımı Rabbime yasladım.

Çağırandı beni uzaktan

Düşsem de tuzağına dünyanın azar azar

Eksilmek ne ki?

Büyüyen sevgimin esareti

Rencide edilesi olsa yürek iklimi

Yârim de yandığım da cananım da aşkın kutsal meali.

 

Mevsim kibirli:

Mealim s/üzgün.

Mizacım neşeli…

Gerçi dünde kaldı neşem ama…

Yâd ellerde düşkün sözcükler meramına

Saklandığım bitimsiz yasta

Yasa bildiğimse yas ve gözümün yaşı

Andıkça rahmeti ve aşkı

Coşan ruhum

Ve kalemim…

Ah, nasıl da telaşlı

Yakalayacakmışçasına kaçan vapuru

Oysaki ben kaptan köşküne serilmişken

 

Tek tanığım şahidim

Nasıl ki sözcüklerin uleması bir yetimim

Öksüzlüğüm olsa keşke geçici

Mahrem düşlerin b/atağında

Kılavuzum elbette bülbül

Sahip olduğum gül sıfatıyla…

 

Hazanım ve ölü güdülerim

Hüzünse vermezken geçiş hakkı

Ben mühürledim kalbimi

Islak imzamla şerh düştüğüm şiir denen fermanı

Yeter ki kutsasın yüce Rabbim

Aşkla meşk eden yaralı yüreğimi

Elbette sahibine teslim ettim.