Menzilde hali hazırda umudum varsın bakaya kalsın sefil ruhum:

 

 

 

Ben ki Şems’in rüzgârına vurulduğum…

Sen ki dilemması imkânsızlığın

Aşkın şah damarımdan daha yakın olduğu

Ulu Huda büyükten büyük nasıl ki Allah…

 

Serzenişim kendime

Aciz varlığımla mademki baş koydum hidayete

Efkârımı da giyindim umudumu da

Umurunda olmasam da cihanın

Vurulduğum yerden yeniden doğacağım

Ben ki:

Müptelası acıların

Sen ki:

Alametifarikası bu imkânsız sevdanın

Biz olmak ne ki

Mademki dualarda buluşuyoruz, sevgili

Ayağına taş değmesin de hani

İki cihanda aziz ol, demenin meali…

 

Olsa olsa

Aşkın sarkacı

Ünlediği kadar bu şiirler yalnızlığı

Ünlendiğim illa ki sevgi ve acı

İkiletmeden sevmenin doğası

Muteber olansa ettiğim yemin nasıl ki

Saklı Allah katında

Hem rengim hem rakımım

Ulu makamın huzuruna her çıktığımda…

 

Bencileyin değil

Biz olmanın güzelliği

Rahmeti yağdıran kâinatı içime soktuğum kadar

Ruhumun da aynası kalemim

Döşediğim zemin bu İlahi Aşkla

Dayandığım Ulu Çınarım

Bir veda değil asla

Edası hazanın

Güftesinde saklı olduğum kadar hayatın…

 

Nazireler yağan

Nüktesi çağlayan

Yorgunluğumla dağlar aştığım

Ne yalanım var, sevgili

Ne de mizacım tükendi

Tükettim tüketeli nefesi

Sürgüledim bak kalbimi

En muhteşem renksin

En manidar şiir

Bir ektiğim bir biçtiğim kadar

Bu aşkı çıkmaza sokan da sensin

Semada saklı dualarım

Men ettiğim kadar insanları

Nasıl ki masumiyetin çağladığı

Kanımda

Ak alnımda saklıdır mukadderatım

Özümle sözümle geldim meclisine Rabbimin.

 

Közümde saklı hürriyetim

Varsın olsun şiirler metanetimi

Saklı tuttuğum bir rüzgâr

Kapışan yer gök ne ki dikilesi en ulu çınar?

Elbet aşkın içte kalan ukdesi

Şiirsel bir akımdan da öte

Yalnızlığın dik duvarları ve kalesi

Bağdaş kurduğum şu mevsim ne ki?

 

İçimde yaşattığımsa bin katı görünenin

Görünmeyen buz dağında saklı

Nefasetim meramım ve mealim

Hırpalansa da yüreğim

Ben ezelden nasıl da sevdim sevmeyi

En çok da seni, sevgili…