Mavi ırkın yengisi bir düş pazarı

Düşlere varmak adına geçilen yolları

Bir bir kabrime diktiğim

İndinde yalnızlığın

Yorgun beyitler içtiğim akşam pazarı.

 

Tüten ruhun da bakir hüznü

Gölgelenen gecenin yüzü suyu hürmetine

Bir bakraç kadar kalaylı ve kaygısız

Bulutların da pembe iniltisi

Tutuşan goncada saklı dingin bir hüzün

Paçalarımdan akan yağmura gözlerimi diktiğim

Bir rahmet bir kayra bir sancı

Doğuşun da ta kendisi.

 

Hüzün içtiğim illa ki

Perşembe pazarı umutlarım

Kaç okka çeker ki bunca inilti.

Bir batında doğacak güneşin müridi

Kaypak dolunay

Ötelenen laneti hicvettiğim meşru bir öfke

Rabbim affetsin ki

Elimden gelen tam da buydu.

 

Kâh hazan kâh kazan kaldıran bir yetim yüreği

Körükleyen sayısız yenilgi.

Hacminde zamanın

Rahmete düşkün benliğim…

Sızan ışıkta bulmuşken kendimi

Kopup da geldiğim metanetim

Basit bir ayrıntıda doğan neşeyi

Bölüp de hecelere

Her dizgide bir baskın ruh ki

Gölgelen tüm imgelerde top yekûn hasret

Yüklenip de ne çok yol gittiğim.

 

Bilinmezin seyrinde müşkülpesent yüreğin

Ayarı kaçmış bir kez

Sevginin tozutan buklelerinde

İçtiğim acımla hemhal her akşam vakti

Çöreklenen o süzgün düşlerin de meali

Kıpırdamadan saf tuttuğum kerameti

Emanet eden ellerinden düşer de düşer adımladığım

Her milim kopçalı işte yüreğime

Dar gelen yeleğimde kocaman bir dünya saklı

Daha dün gibi hatırımda, azizim.