Card image cap
Feri̇ kaçmiş mevsi̇mi̇n

Ölümü irdeliyor gün, zamanın Nisan tasında

Birikiyor hükümler rahmetin indinde

Doluşkan yüreklere ayrışan gölgeleri ile

Rutubetin de eseri geride kalan onca esef

Yıkanmışlığın da meali arındığımız düşler

Ve şerbetli her bir hece

Sessizliğin de meşrebi gizilin her detayı

Kürediğimiz kadar rüzgarı

Kokladığımız efkârı bir yaz gecesi.

 

Zemherilerden hatıra buz kesen yürekler

Lanetin dillendiği pür neşe iskeleti

Kara melekle dizginlenmiş bir mıntıka

Muhtırası elzem bir lehim

Aşkla acının kesiştiği o izlekte saklı veryansın

Düşlerin bombaladığı delik ve bitik uykular.

 

Maviden bozma göğün de kehaneti

Zanların titrek sesinde ait olmadıkları

Bir bedende yaftalanan illa ki insan mizacı

Sudan sebeplerle dışlandığı her izbede saklı

Detay yüklü maruzat

Betimlemesi sehven yenik düşen.

 

Tentesine konmuş yorgun kelaynak kuşları

Göğün illa ki gök gürültüsünün eşliğinde

Tokalaşan hakkaniyet ve eziyet yüklü bir minval

Hangi öğreti gelir ki dile?

Hangi öğün kurşunlanırsın aralıksız?

Bir de delip geçen hurafeler illa ki

Geniş mezhepli düşlerin bekası gün yüzü görmeden

Gece de çekilmezken aradan

Sudan sebeplerle konuşlu acıya ve hasrete.

 

Demli yalnızlık…

Miadı dolmayan.

Densiz yalnızlık her daim illa ki ıslıklanan

Feri kaçmış mevsimin

Endamı da yitik bir entari

Belli ki düşen eteklerinde göz yaşı

Haşmetli bir tapınak

Huda’nın adresi

İlla ki el uzatır kuluna

Başı sıkışıp da af dilemişken

Firar ettiği o izdiham

Oysaki her cepte ayrı yazılmış bir ferman.

 

Adında yeknesak özlem

Kaderin sunumunda sehven yenik bir figan

Aslı astarı yok ki yalanların

Yine de gözümüze sokulan birer birer.

 

Yaftalanmış kaçkın düşler erip de hidayete

Aşkın batağında siluetler saklı iken

Çok mu uzak insan mutlak dirayete?

 

Bir minval

Sürüklendiğimiz peşi sıra gün ve gün

Hoyrat mizacında kederin

Esefle yenildiğimiz bilumum kopya

Bire bir şahit tuttuğumuz gecenin ta kendisi

En ılıman düş düştüğümüz anbean gözden.