Terk edilmişliğin bir kâbus olacağını
tahayyül etmiştim yitik zamanlarımda hayatımı hayallerle örüp de istişare
ederken iç sesimle.
Baskın çıkacağını hep de biliyordum
üstelik ne de olsa dış sesin rüzgârında savrulmuştu gamlı notalarım ve bir örtü
bir örüntü gibi parmaklarım nasıl da özlemiştim çocukluğumun devasa duvar
piyanosunu.
Şiirini de yazdığım piyanomun:
‘’Fildişi yalnızlığım ve duvar
piyanom.’’
Bana armağan edilen melodilerle geçti
çocukluğum ve yaşadığım mevsimi sevgi iklimi belledim bir ömür ve bir ömür hep
sevdim insanları karşılık beklemekten ziyade nasıl da emindim çok
sevildiğimden.
Derken testi suyolunda kırıldı.
Nasrettin Hocayla büyümüş bir kitap
kurdu olarak çocuk kalbimi de muhafaza etmişken bir ömür.
Yaşım kaç olursa olsun sahibesi
olduğum çocuk kalbim ve çocuksu masumiyetim:
Ne büyüdüm ne de kadın oldum.
Issızlığım ve ben bir arada iki dost
olarak yaşamışken bir ömür…
Sessizliğin ikliminde devasa mısır
koçanları ile bir arada ve de yaz mevsiminin en güzel yiyeceği iken d/işlediğim
mısır koçanı ve tanelerini kaybettiğim aslında kendimi kendimden sakındığım…
Sonra ne mi oldu?
Bir bir göç etti sevdiklerim üstelik
bana sevmeyi öğreten ve taraflarınca çok sevildiğime de emin iken pek çok
insanın…
Kaç bayt sahi sevgisizlik?
Kaç milyon kare yüzölçümü ihanetin ve
insafsızlığın?
Vicdan denen haritada neden atlasta
yer almıyor?
Benim birden fazla öyküm varken ve de
ben sadece kendime öykünmüşken hali hazırda ölümü mü bekliyorum üstelik kendi
ellerimle yıktığım iç dünyamı neden koruyamadım ki ben uzak diyarlardan dahi
gelen esintinin yıkıcı gücünde hep mi mağdur kılınırdı insan?
Sözcükler.
Tuşlar.
Kareler.
Duygular.
Ve ben…
Ben-merkezcil olduğumu söyleyenlere
bakıyorum da ve hepsi sırra kadem basmışken daha kaç sırrımı saklar korur ki o
kırık sırlı ayna?
Biz olmaya meylettiğim kim olursa
olsun beni hep benle bıraktı ve terk etti insanlar…
Bir de yaşarken gidenler yok mu?
En kötüsü de bu işte:
Onların asla mevcut olmadıklarını ise
bu gün öğrendim ve biliyorum da artık her şey ve de herkes için çok geç
olduğunu…
Hem de hiç olmadığım kadar eminim ve
işte metin olma yolunda ilerlerken beni tek terke etmeyene sığındığım kadar da
huzurlu ve güçlüyüm üstelik güç bela sevenlere inat…