Düşlerle sakit olsun hayat ve gerçeklerin merhalesinde saklı o bilinmezin kuytusunda esen bir rüzgâr olmanın dilemması içimden geçen ve alt yazı geçtiğim hayata eşlik eden dizelerle diz dize sevip seveceğim daha neler saklı yürek denen sevgi ikliminde ve şerh düştüm düşeli hayata ve ölüme…

 

 

 

Mimozalar koyun mezarımın başına

Sonra da bir avazda gidiverin ki

Baş başa kalayım artık Rabbimle.

 

Bir mozole içimdeki sığınak

Ne tapınak ne de istimlak

Edilmişliğim kaldı içimde ukde

Kanayan sözcüklerin saçlarını ördüğüme bakmayın hem siz

Zaten yüzüme baksanız

Okurdunuz içimi

Hele ki gözlerimde kaybolduğunuz…

 

Yalan/sızım ben aşikâr

İmha edemediğim şüheda mazimde saklı efkâr

İçlendiğime mutluyum

Köklediğim duyguların hicabında saklıyım

İçtiğim bir şiir yetmez hem içimdeki yetime

Hem, hem yetilerimi dün öldürdüm ben

Yetemediğim insan denen iklime

Kefilim de içimdeki devasa aşka ve sevgiye

Merhamet dilendiğimse

Sadece Rabbime sadık kaldığım kadar

Tüm kifayetsizliğimle aciz bir kul olmanın da ötesi

Elbet sonsuzluğa verdiğim selam ve değer

Koyu gözlerinde gecenin

Bandığım aşka kadar

Katık ettiğim duyguların ümmeti

 

Maviden esvabım

Elada saklı gözlerim

Endamlı yalnızlığım

Ve gizemim

İzini sürdüğüm kendim

Yettiğim kadar kendime

Bir nebze de olsa mutluluk dilendiğim

Evrenin huzurlu bahçesi kim bilir nerede?

 

En azından söküklerimle mutluyum ben

Ah, bir de yürekten sökün eden

Kâh coşku kâh hüzün

Kayrasında yalnızlığın

Bir bukle de olsa mutluluk dilemiştim

 

Bununla sakit olsun

Beterinden de korusun Rabbim

Firar edip edeceğim bir beden var

Varlığımda kasıt hiçliğe meylettiğim

Kâbuslardan uyandığımsa her daldığımda uykuya

Zanların ve zaafların uzağında

Asılı kaldığım şu gök kubbede

Kayan bir yıldız olmanın mealidir

Yeter ki bakın gözlerime

Sıçrayan kıvılcımlara tutunun bir kez de benim dilimde

Yıldız kimliğimi çok sevmesem de

Seviyorum işte kayıp gitmeyi…

 

Ayıp addedilse de aşk

Aşka âşık ve aşina yüreğimden geçenleri

Şükür ki tek bilen Mevla’m

Aşkın aksinde saklı hülyalarım

Devasa bir kehanetin kapısından henüz geçmediğim kadar

Biliyorum da ölümlü olduğumu

Ölümsüzlüğe nazire ettiğim değil asla yalan

Allah’a şirk koşanlara isyanım

Mıntıkamda saklı bir rüzgârım madem

İfa ettiğimden de ötedir içimdeki yangın