Mübalağasız sevdiğim, kırık kalbimi
onaran tek kelime…
Mazide saklı ne varsa
Dikilesi bir mezar taşı hiçliğin
yokladığı
Her gün her gözyaşı
Afalladığım sancısı evrenin
Sükûnete davet eden bir minval
Kayıpların dahi eşlik ettiği sırdaş
bir yürek
Mevsimin nabzını tutan bir şiir
Bir şiire öykünen bir insan
Layığı ile yaşamanın mümkün olduğu
Gönül de razı göz de
Irak olsa bile gözden
Yalnızlığın dahi tavaf ettiği bir
gizem
Elbet aşkın akışı
Elbet dünde kalan na’şın son bakışı
Hüsran cereyan ederken
Kelamda saklı bir mucize
Şah damarından yakına duyduğum kutsal
aşkın
Sırlara derman olan tek yoldaşım
Kükreyen gök kubbe
Kürediğim her gece
Künyem kayıp belki adım ayıp
Aşkla baş veren her hece
İkiletmeden sevmenin güncesi
Hasretle yâd ettiğim sevdiklerimin
hazin dolu bekleyişi
Bir yitim
Bir ritim
Revnak acılar ve kutsal duygular
Şeceresi ömrün
Aşkla eriyen gözyaşı misali
Kekremsi nice acı
Bahşedilen nefesin son ikazı
Ölümle özdeş sessizlik
Hazanı bahar bildiğim gaipten gelen
bir teselli
Yüreğin figanı
Nazenin sözcükler rücu eden
Naftalin kokan bir şarkıda vuku bulan
Damgalı yürek
Damgalı hasret
Nidalar süzgün
Ölümsüzlük belki de son düğün
Gelinin duvağı
Aşkın peçesi
Serkeş gölgeler
Semai sevecen iklim
Rabbine sadık her beşer
İfa etmekten öte
İnfazı gecikmiş olsa bile
Ve işte kurtuluşun ayak sesi
Başı dik
Sözcükleri kilit noktası yaşamın
Her halükarda içine çekilesi bir koku
Aşkla yeşeren gözyaşı
Yaşaran yüreğin bitimsiz telaşı
Bir beyitten uzun yaşamak
Bir şiirden kısa adeta ömrü adamak
Gönlün rıza gösterdiği
Güme gitse de ömür
Aşk ile yaşayan her canlı her zerre
Alametifarikası bilinmezin
Sadece Rabbine tapan bir hecede saklı
Gizin kuvveti
Şerh düşülesi her hece
Ganimet bulmuşçasına sevinirken insan
Ve işte ansızın hâsıl olan o mucize
Adı umut iken yaşamın
Sözcüklerin eridiği aşkın akışı
Yaşların eşliğinde
Baş koymak bilinmeze
Sonsuzluk süzülürken yavaş yavaş
Bir şiirden öte şairin içinden geçen
Yoksa nasıl mümkün olurdu şiir
olmadan yaşamak
Hele ki aşk da olmasa…