Hüznüm revnak: muğlak duygularım var
benim elbet sadece Rabbim her şeye herkese muktedir.
Sayacım kırık kalbim gibi
Aşkım yeknesak değil sevecen iklimde
saklı miğferi
Hüznüm girift ve tabelası şehrin
Hangi rakımda saklıysam
Fark eder mi sahi bir eksik bir
fazla?
Sağanağın ritmine uydu yürek
Bir manivela ki aşk
Yalnızlığa ne gerek?
Göğün şiarı
Hayatın radarı
Yüreğin isi sizi
Bir teminattır her şiir neyse şairin
fikri ve zikri.
Tabanları yandı kalemin
Bazen yan bastı yan çizdi
Maviydi rotası kaptanın
Gözlerinde saklı dalgaları
yalnızlığın
Kaptan köşkünü de terk etmedi
Yeri geldi yolcusu oldu geminin
Yeri geldi miçosu
Sözcükler değildi neferi
Elbet elleri dümene kilitli.
Rüzgâra yenik düştü yelken
Cebbar ve cesur bir kimlik
Ha şair ha kaptan
Şiirdi sandığı ve sandukası
İmgeydi can yeleği ve simidi
Yuvarlak zemin nazenin yürek
Muğlak bir rota devingen eşlik eden
her dilek.
Sancılı ise gök kubbe
Az sonra boşalacak yağmur bulutları
Sevecen ise yerküre
O halde toprak nasıl tuttu bunca
insanı
Üstümden attığım ölü toprağı
Gözlerimde kıvılcımlar sadığım ben
hayata ve aşka
Sayacım, şiarım, sarkacım
Hazanda saklı delişmen bir rüzgârım
Manen zengin lakin delik ceplerim
Yamalı hırkam bir de kuru ekmekken
aşım
Aşikâr olan ben bir derviş gibi
bilinmezde saklıyım
teşekkürler