Card image cap
G/eli̇n türküsü

Maviyi örtü bilen beyaz bulutların rüyası…

 

 

 

Bir afakın ölümü;

Aşkın eziyeti

Ve sersem şafağın da özrü.

Gün özürlü düşlerin satırlarda

Hicaba yenik düşen kirli yüzü

Sadece sabunun temizlediği bir kir olduğunu bilmek

Hayatın ufkunda

Bir diyez kadar sıra dışı

Elemin özeti

Gelin türküsü söyleyen elin adamları

Oysaki her biri kör kütük sevdalı.

 

Şimdisi yangın olan şehrin

Tökezlediğim o karanlık dehlizindeyim:

Sanrı kâbusu

Biletim neden kesilmedi diye,

Sorduğum yabancı alamazken gözlerini

Elimde yetim bir sevda

Yetileri ıslıklanan

Harcı âlem nüfusu duyguların

Bir batında körelen umudun örttüğü

Sıra dışı o mizansen

Kelli felli oysaki düşlerin kâbusa yenik

Şen tınısında metazori bir esinti

Ekin zamanı gelip de

B/içtiğim hazanı illa ki bir niyet yerine…

 

Çaputların olası dağınıklığında

Gerisin geri giden mavi gölgem

Aşka şahit çehrem

Oysaki özlemini sevdim ben aşkın

Taşkın mizacın da yenildiği her izlekte

Bir düş bulutuna sığındım aniden.

 

Kör cahil olsam bile

Ölümden sonra

Karanlık daha mı baskın gelecek, dercesine

Soru batağında hicabın dokunduğu

Her katreyi çekerken içime

Bir nefeste boşaldı bedenim:

Sıra dışı meltemin esintisine

En az Tanrı kadar şahidim

Ve biçilen ömrün ufka yaptığı basınç

Aşkla cilveleşen günlük sevgilerden

Nasıl da uzağım.

 

Elimde boş bir heybe

Sonramı tıkacağım içine

Doğduğum şehri mühürlediğim

Beynamaz sitemlerin savurduğu

Cılız cüssesinde hayallerin

Toz bulutu adeta haremi duyguların

Mahrem bir sevdaya da düşerken gölgem.

 

Sancağımdan ayrı düştüm düşeli

Hiç bu kadar üşümemiştim bir bahar vakti

Oysaki gitmek için çok erken.