
En çok seni̇ anarken
Cümleten öldük, azizim cümleden
kapıldık sırların seline…
Bir mafyadır yüreğim
Mayaladığım aşkın kefen bezine
Notalar eklediğim
Bir dik yokuşun da tepesinde saklıdır
benim rüyalarım
En çok da seni sakladığım dualarım.
Koyu gözlerinde gecenin
Aşka biat bir aksanla
Bak, bak, nasıl da aksıyor
sözcüklerim
Hele ki o aksi yok mu göğün
Kimi zaman yüreğimde şarapnel
parçaları
Aşkın da mağdur eşkâli
Güneş bildiğim şiirlerde yüz göz
olmadan aşkla
Peyda olan o duvar ki sözcüklerden
bağımsız
Hayatlar düşlediğim nasıl da yalan
Yalansız sevdiğime varsın inanmasın
atim
Göğe kılıf biçtiğim bir şiirde daha
kaykıldığım
Nasıl ki yolumu buluyorum aşkın
ruhuyla
Bir de el yordamı ilerlediğim
Düşsem de kalkmakla iştigalim, azizim.
Ser verdiğim surlarda yankılanır da
yankılanır sesim
Bir süs bitkisi olmayı da beceremedim
gitti hani
Süslerken ruhumu aşkın yorganı ile
Kavgam da bitmedi gitti en çok da
yorgan gidip
Tüm cihanı de verdim ya ateşe.
İtibar görmekle ifşa etmek hayalleri
İma yoluyla kimse beni savsaklayan
Lades, dediğim bir oyundan da muafım
Mümkün olsa gelmez miydim yanına?
Muteber bir ölü olmaya doğru
gidiyorum
Yaşadığıma delalet de sanma hani
kalemim
Kalem çoktan fethedilse de bir kan
tutar beni
Bir de aşk tutar elimden
Yakınında uzağında gölgelerden köşe
bucak kaçan
Hangi yaramsa dikmiyorum da artık
Ne de yamaları var ruhumun
Ki yeni acılarla kapanıyor önceki
kesikler.
Şah damarımda saklı şiirlerim
En çok da yakınımda iken Mevla’m
Görmeyen gözlerinde zalimin
Kuyruk acısı neymiş de bunca insanın
Bir tefriş edemediler sevgiye
Gücüme gidiyor tüm olup biten
Ah, bir de sökün edebilseydim ya
kendimden.
Sökülen dikişlerimden yeni bir şiir
daha diktim kendimce
Uzayan boyum arşa
Arz ettiğim de değilmiş talebi
tetikleyen.
Hem düşüm hem gerçek
Sözcüklerim efkârlı ve hüzünlü elbet
Gülümsemeyi de unuttuğumu sanma
En çok seni anarken Rabbim ile.
Taş da değmesin hani ayağına,
yüreğine
Taşıdığım kadar bu yükü ve yüreği
Maruz kaldığım rüzgârla artık nereye
sürüklenirsem
Gocunmam da sevgimden
Körüklenen bir inanç elbet yalnızlığın
Kulvarında koştuğum kadar konuştuğum
Yâd ettiğim kadar yar bildiğim
Gölgemi dahi sunmazken evrene
Varlığımla yanaştığım o iskele
Ruhu dahi duymazken martıların
Her biri sözcüklerimi gagalarken
Gönül gözümle yaşayıp gidiyorum ben
Vazgeçmekten vazgeçtiğim bir bilinmez
ki
Kehribar gölgelerin izafi
varlıklarında
Çalınan hayallerimin peşinde bir
kıyam
Bilinenden çok öte bir duvar
Bir önümde bir arkamda
Sağım solum hepten işgal altında.
Üstadem hayırlı akşamlar diliyorum. Yüreğinize emeğinize sağlık güzel şiir siz yine bir çıkış yolu bulursunuz. Mahsun olmak size yakışmıyor
Var olun
Çok teşekkür ediyorum
Selam ve saygılarımla efendim
Emeğine yüreğine sağlık Gülüm hocam tebrikler hayırlı akşamlar diliyorum efendim
Çok teşekkür ederim Murat Hocam
Hayırlı akşamlar diliyorum