Yalnız bir ırkın sözcüsüydü şiirler

Şiire hükmeden duygular ise ara bulucu

Menevişlenen hayallerde durağan notalar

Kanıksanası hangi gerçekse

İklimde saklı dualar

Elbet yalnızlığın tek ırk olduğu bir boylam

Aşkı boykot eden kibirli yaftalar yeter ki

Uzak dursun düşlerden.

 

Düş muadili şiirlerin saklı sırlarında

Yansın beyitler

Hicvi ömrün, kimi zaman matem

Kimi zaman mahrem

Yola çıkıp da aşkın asasıyla

Nemalandığımız karanlık aslında

Aydınlığın saf tuttuğu tek yaka

Elbet minvalinde yorgun bir ömrün

Beyaza bandığımız umudun seyri:

Ne zamanda saklı yalan

Ne yalanla döner devran

Varsa yoksa sancılı aşklar

Kabrinde doğan güneşe meyleden

Ruhların de gizinde saklı o görünmez mahzen.

 

Düşülesi içine aşkın

Devasa sağanağında saklıdır illa ki yarınların.

Bir bulut zümresi ki

Çatısında evrenin saklı vaveyla.

Bir yeryüzü bilmecesi ki

Kök söktüren yakut parlaklığa.

 

Emsalsiz yorgunluk

Endamlı şive

Ezeli rakibi ömrün

Bir künyeden ibaret elbet o şecerede.

 

Mavi bir ırkın temsilci miydi aşk?

Köpüren göğün gözlerine gizlenmiş bir tümsek

Belki de şüheda düşlerin gölgesiydi mevsim.

 

Kanaviçeler saklı kanatlarında martıların

Kayrası mı yerin göğün…

Elbet kopacak kıyametin öncüsü idi

Ayak sesi yüreğin

Duyulmazlığına kanat takan şairin de hür iradesi.

 

Bir minval ki:

Dokunulmazlığı umudun.

Bir sürrealist imge ki:

Tüten ümidin yaslı seyri

Az sonradan öncedir saklı tuttuğum

Anımda kayıtlı her sözcük

Elbette vazgeçemediğim birer müdavim.

 

Çağların yankısıdır şiirler

Şair olmaya namzet bir coşku ki

Tutuşan mevsimin yüreğine dikili bir ilik

Az sonra da kavuşacağız düğme misali.

 

Ömrün dokusunda yumuşak bir ukde

Açmazı evrenin

Kilitli bir kasa gibi yüreği

Hibe ettiğim şiirin de na’şı

Ölümsüz bir aşkın muhtırası.

 

Saklı kaldığım mahremin gölgesinde

Kayıtsızlığı evrenin

Sükûn dilediğim günden

Firar eden bir yemin gibi

Aşkla sözleştiğim.