Bi̇r düş ki̇ çocukluk
Şimdi bir düş’e mahal vermeliydi…
Hani, düşün, düşün, eskitemediğin
mazin
Üstü örtülü olsa bile
Kavruk çocukluk yıllarının peşine
düştüğün.
Hem sözcükler, ah, o sözcükler
Eskiden asla böyle kanamazdı
Kandığımın her gülücük ve tebessüm
Bir düş geçidinde serili ömrün
Belki de yalnızlığa pek öyle
öykünmediğin
Zamanlarda saklıydı peşine düştüğün
Bir bilinmez ki;
Kilit noktası yürüdüğün
Yolun da arkasında saklıydı bahçesi
gömdüğün
Kimse henüz arkasından
Gözyaşı dökmediğin
Hani, ruhunda kırıklarla
Açmadığın parantezler
Hani hülyalı bakışlarından yüreğinin
Tefe konmadığın o vakur ve unutulmaz
zamanlar…
Ne mutluymuşuz meğer
Hem de eyeri olmayan bir tayın kıvrak
Adımlarında
Yere düşsen de kanayan
Dizlerin değil miydi sadece?
Öperdi annen ve geçerdi acın
Demediğimize mi yanalım
Yüreğin kanamalı dehlizinde
Sırlarımızı satan insanlara mı
ağlayalım?
Eskitemediğimiz zamanlardan
çaldığımız
Bir aşkın şarkılarına
Top yekûn ağıtlar yaktığımız
Derbeder ömrün devasa katlarına
Uzanan o yolda
Hep mi solumuzda solan umut çiçeği
gibi
Aşkın fıtratına yakın
Bir özlemin sönük renginde
Etmediğimiz kadar dualarda
Korunduğumuz aşikâr olsa da…
Derdest günlerin hükmettiği
Kader çıkmazında
Düş kurmanın hala mümkün olduğu
Gözümüz açık gördüğümüz her rüyayı da
Yastık altı yapıp
Çizdiğimiz sınırları şiirin
Gel gör ki;
Söz geçiremediğim kalbin
Yanık notaları
Hep mi yalar yüzünü bizden ırak
Mutluluğun bir rivayetten öte olduğu
mu?
En bariz haykırıştır…
Salkım söğüt konduğumuz zeminden
Firar eden bir sihirli dokunuşun da
Gizemine bandığımız
Ayyuka çıkan saflığımız
Saklı hala o çocuk yanımız.
Yalan da değil hani;
Masum kalabildiğimiz çok da uzak bir
ihtimal değil
Endamlı acıların koynunda
Bata çıka yüzen bir gemi gibi
Biz ki aşkın ölümsüz neferleri
Sevdiğimiz kadar ezelden
Mümkün mü terk etmek aşkın gemisini?
Aşikâr yalanlar
Ayan beyan firar eden ruhtan
En özel anılar
Andığımız kadar dünü
Ar bilmedik mi safça sevgiyi ve
özlemi
Kor gibi yanan sözcüklerde
Saf tuttuğumuz kadar
Batık bir geminin baş eğmeyen yelkeni
Hala yanık hala efkârı bol
Hala savruk
Hala düşlere kucak açtığımız.
Bir düş ki çocukluk
Bir de düşmüşken aşka çocukça
Fıtratın gizine saklanan nice acı
nice bilinmez
Kolay mı yoksa hala dimdik ayakta
O seyyah yüreğin girdabına giren
kimse
Kimsesizliğimize de sahip çıkan tek
hece…
Çok çok teşekkür ederim
Yürekleriniz dert görmesin
Ar bilmedik mi safça sevgiyi ve özlemi
Kor gibi yanan sözcüklerde
Saf tuttuğumuz kadar
Batık bir geminin baş eğmeyen yelkeni
Hala yanık hala efkârı bol
Hala savruk
Hala düşlere kucak açtığımız.
Yüreğine sağlık arkadaşım sevgilerimle...
Çok çok teşekkür ederim canım arkadaşım.
Eksik olma canım.
Sevgimlesin