Düşlerine ek bu aşkı ve izafi sevgilerden olma asla ve ibaret olduğumu asla unutma umuttan ve unutkan ve tutulan nutkunda bu aşkın nutuklar yağdırsın varsın gök kubbe:

 

Ben acının da aşkın da rüştünü çoktan ispatlamışken…

 

 

 

Kuru bir dere yatağı değil içimdeki iklim:

Kuram dışı benim ruhum ve aşkım

Öz eleştirisidir ruhumun yazdığım şiirler

Yazılmayı bekleyen yüzlerce öykü ve nicesi

Ve işte dağıttım bu akşam içimdeki sevinci ve neşeyi

Ve nasıl da coştum solmamak üzere de açtım

Açılası bir kutuymuş meğer yüreğim

Tebessümler ektiğim sevginin tarhı

Bazense bir lahza olarak addedilen şifası ruhun saklı

Elbet saklı izinde Rabbin ve katında muhafaza edilesi

O coşkum ve sevgi ve izahı olmayan binlerce duygudan

Çıktığım yola

Vardığım Mevla’ma sonunda da kendime…

 

Değil sonlanmak başladığım bile yalan benim bu masala

Başındayım henüz ömrün ve masalın

Bazen kapılıp de içimdeki rüzgâra

Taziyelerimi sundum önceki hayatıma…

Hani, hani, yere göğe sığamadığım

Gel gör ki; devasa evreni

Saklı tutarken içimde ve leyli

Rüzgârın infilakı

Yoksa mümkün olur muydu aşkla coşkuyla yaşamak?

Tasvip etmediğim nice davranış ve insan

Saygımdan sustuğum.

Sancılı bir oluşum ve ölü nefsin üstüne attığım toprak.

 

Şühedası ömrün

Asla sünepe değilim.

Çivisi çıkmışsa dünyanın

Daha da çok sevdalandığım beyaza ve Rabbime

Varsın kök hücresi olsun şiirin o bitmeyen acı ve cefa.

Sefasını süreceksem ömrün

Ön sözü olmalı günün

Ve alt yazısı gönlün

Sevdalı semazenlerden sayın beni

Saydığımsa soldan sala

Elbet içtimada geçen ömrün

Kısık sesi değil de gecenin

Hunharca öldürdüğüm zalim ve zulüm

Bense en çok mazlumları sevdim.

 

Alabildiğime masum ve mahzun

Hem bilen biri var beni

Benimle tokalaşan kalemin ruhu

İçimdeki saklı bitimsiz derya

Bir mayın tarlası imiş meğer dünya:

Defalarca düştüğüm

Acımasızca parçalandığım

Lakin izim de belli gizim de

Aşkın şahikası sevecen iklim yürek de

Kürediğimse her an

Koruduğum namım adım

Korunaklı dünyama da el uzatamaz kimse.

 

Ben en çok Rabbimi sevdim

En çok da Mevla’mdan korktuğum

Yoksa hala saklı kalır mıydı içimdeki cennet?

Varsın olsun yaşatsınlar cendereyi

Ben, Allah Allah nidalarıyla çıkmışken yola

Çıt çıkmaz da içimde

İlahi Aşkın dokunulmazlığında

Varlığıma delalet tevekkül yüklü yüreğim

Aşkın da alası saklı her zerremde

Zerre kuşku duymadığım kaderim ve inancım

Sarmalında hidayetin

Rengim sadece pembe ve beyaz

Karanlığı sildiğim ve deldiğim sadece kalp gözümle

Şükürler olsun da günüme…