Muhtırasını verdi kader verecek de bir emare iken ansızın vuku bulan bir mucize ve de nice tevafuk, indinde hayatın kıyılırken içimiz kıyama durduğum kadar korumasındayız yüce Mevla’nın.

Bir sözcük iken dilediğim bir nesir ise gün her anda mevcuttur yazılası şiirlerimle hemhal olduğum kadar kalemin türküsüdür çığırdığı iç sesimin…

Ah, beyhude imiş nice gün nice dün nice insan…

Bir harp akademisi imiş adeta insanlar aralıksız ederken isyan.

Bir fısıltı iken duyulabilen nice nida nice haykırış ulaşmazken hedefine.

Günü çağırdım aslında kendimdi kendime olan yolculuğum.

Geceyi andım ve aydınlık kıldı Rabbim.

Serenat adeta iç sesin kırık tokası ve kırık iğnesi çalan pikabın çağırdığı şarkılar sevgi temalı bir ömre odaklanmışken bir ömrün de bakiyesidir yaşadığım şu son yirmi günün tecelli edeceği kadar da mucizelerin teselli bulduğumdur yine ve yeniden kalemim ve bir öncesi dinmezken niyazım ve bir adım sonrası umudun açılan penceresi.

Mevsim sıcak güneş terli.

Yürek ılıman sözcüklerim ve gözlerim nemli.

Bahşedilen nefesi nasıl da nasıl da boşa harcamışım meğer ve sevgimi nasıl lime lime etmiş isyan dolu zalim yürekler.

İkindide kavuştum yeniden Rabbime ve beş vaktin çağladığı kadar her an anmam mı Rabbimi?

Kuytularda kalmış neyim var neyim yok.

İzbelerde solan gün ışığı ve ansızın yağan rahmeti kucakladığım kadar varım ben de.

Bir mısra iken dilediğim ilham perimden ve yüzlerce sayfayı bir anda yazabildiğim varsa yoksa bu yazma aşkının sürdüğüm saltanatı sefasında.

Hicrim.

Hicretim.

Hicvi ömrün hamt ettiğim.

Gün telaşlı.

Gece temkinli.

Sırlar yavaştan.

Serili serlerim adeta şehrin surlarına bayrak diktiğim ve işte içinde yaşadığım o devasa kale elbet Rabbin yardımıyla kalemime anlamlar yükleyen yine ve sadece O yoksa mümkün mü yazmak aralıksız mümkün mü umudu elden bırakmak ve yasımı sonlandıran huzur çeşmesinde sınandığım şu hayatın güftesinde kayıtlı tek tek duygularım.

Tekleyen kalbim ve içimde yaşattığım anne iklimim.

Söyleyecek çok şeyim var susa kaldığım da ansızın.

Her sus payı söylemde elbet kaderdir benim yerime konuşan ve son söz söylenmeden pes etmem mümkün değil de asla.

Skalası döngünün sirayet eden bir sözcükten uçtuğum konduğum en tepeye.

Kalemim ve kalem.

Rabbim ve annem.

Sevdiklerim iken sevgim de mademki evrenin kolluk kuvveti ve işte kuvvetimi saklı tuttuğum kadar O, izin verdiği sürece.

Bir soykırım belki de yaşam kimse diğerine gücünün geçtiğini ispatlamak adına elden bırakmazken de zulmünü.

Prangalarım paslandı yüreğimse asla.

Hazan mevsimi çatladı sabrımsa asla.

Bir sekant iken yaşamdan ölüme geçiş ve işte kaderin açtığı o devasa parantezde saklı tutulası hem yalnızlığım hem de kimsesizliğimi dindiren Rabbin kudreti.

Masallar yazdım hatta romanlar.

Şiirler yazdım binlerce belki yüz binlerce dize.

Diz dize yaşadığım kadar hayatı annemle her yazımı ve şiirimi de anneme adadım ve ithaf ettim.

Bir bilinmez iken gark eden.

Tebessüm ehli bir gün ruhumu misafir eden.

Acının yongası ve goncası açmadan solan.

Yargılandığım kadar insanların nezdinde hali hazırda içimde saklı sevginin çağrısı.

Günüm eskidi.

Ruhum ç/ağladı.

İzlerini takip ediyorum gözyaşlarımın ve rücu ediyorum yarına rükû ettiğim kadar da Rabbin katında ne dilimden düşer Besmele ne de yüreğimden ki…

Bir kor acıdır ki yaşamak…

Meftunu olduğum duygular ve kalemimin dinmeyen ritmi ve yıkılmayan kale duvarlarımı elbet koruyan biri var.

Mealim yok şu an.

Meramım belli nerede saklı ise peşindeyim.

Bir renk solan ansızın.

Bir rakım çöken ansızın.

Bir rahle konduğum.

Uzlaşmak adına kederimle kaderimi kundakladığım ve işte ucuna iliştirdiğim o nazar boncuğu.

Bir yonga iken yazmak.

Yorgun olsa da dimağım.

Bir mizaç iken içimde saklı.

Bilinmeze dönük yüzüm ve sabırla beklediğim.

Sirayet eden gün ve gece makbul olsun yeter ki insan, Allah katında kabul görsün ve sevdalansın de sonsuzluğa ve Rabbe dönük yüzümle ayırdındayım artık iyinin kötünün bazen kötürüm kalan bir sözcükten çıkıp da yola kördüğüm olmuş ruhumu çözmek adına kalemimle aralıksız hasbihâl ettiğim.

Şimdim.

Dünüm.

Yarınım.

Bense kat izinde duyguların katlamışken yüreğimi.

Bense kat çıktığım hayatın hidayete eren merdivenleri.

Zanlar ne ki ve sıfatlar ne ki?

Ziyadesiyle huzurlu ve inançlıyım varsın zimmetine geçsin duygularım kâfirin ve karanlığın: aşkın idamesinde seyyah bir sözcükten çıkıp da yola yazdıklarımın arifesinde elbet bayramım da gelecektir en çok da bayramım iken Rabbin kudretinde hissettiğim her an ümidi ve inancımı saklı tuttuğum kadar şeffaf yüreğimden dökülen her zerre her yaş ve de yas elbet bulacaktır karşılığını…