Ölü neşriyat…

İmtiyaz hakkı tanınan mevzuat

Düş gücünde imgelem

Aşkın hatırına çekilen özlem:

Dirayeti sınanan hangi iklimse

Yâd edilesi közün silik ritmine

Uyaranlar ve uyumsuz mizansen

Şimdi taşa tutmalı zalimi

Gün sekmeden gökyüzünden yerin dibine.

 

Sözcükler irdeleyesi öfkesinde iblisin:

Maruz kalınan hangi yetim zirve ise

Güdülerin haşmetinden gocunan bir yeis

Belki de kırbaçladığı kadar seyis

Rahvan gölgesinde evrenin, tık nefes

Nidaları yüksek perdede ölümün sessiz titrine

Yenik düşen elem ve kulun sayıkladığı her sanrıda

Bağdaş kurulası hüznün de sönük ferine binaen

Hürmeti sonsuz düş gücünden yükselen perde perde.

 

Dokunulmazlığı aşkın ve şavkın:

Rencide edilesi bir öğe belki de sevdadan mustarip

Her yürek yarası,

Bandığı kadar dünün dibine.

Kolları yanda nefsin

Sezilerde kayıp bir husumet

Ne de olsa zaferi mazlumun:

Nasıl ki tininde yüksek dozda bir hasret

Konuşlu olduğu mevsime mi tüm serzeniş?

 

Yoksunluğun da kabri elbet

Muaf tutulası mutluluk

Rencide ederken yeri göğü

Birbirine düşen duygular

Halis munis bir günün de fecrine yenik düşen

Bilumum gölge:

Menevişlenen cesedin hatırına

Dirilmekse aşkla sırdaş;

Hüznüne bedeller ödeyen seyrüseferinde mehtabın

Kıvançla dolu tüm küre.

 

Kar yağsa dahi temizlenmeyecek bir günah

Hele ki alıp mazlumun ahını

Kürekler de boylarken okyanusun dibine.

 

Şimdi şerh düşüyoruz günceye:

Muhalif duygulardan sıçrayan her kıvılcıma da

Nifak sokuyoruz

Uyutulan bedenlerin

Ödediği bedelleri umursamadan

Peşine düşüyoruz aydınlık günlerin

Geceyi dahi karan tümden gelen musibet

Bir edası bir sefası sonlanmayan muhteris imgelerin

Cımbızla seçerken en sevdalı yüreği

Tutuşuyoruz da pare pare.

 

Yenildiğimize binaen

Asla da göstermesin o ibre

Elbet metruk yokuşun vecizesiyiz:

Sevip de büyüyen bir huzme

Kanatları kırık hüsran yüklü bellek

Şifası Rabbimizde

Aşkla andığımız kadar

Yalanlarına kanmadığımız cihanın de dervişleri

Biz meczup nidalar

Körelmeden de umut inancın hicvinde

Konduğumuz kadar omzun bitimine

Sönmeyecek de bir şafak

Asılı kaldığımız hidayetin yüzü gözü hürmetine.