Mevsimin ahu zarıydı dökülmeye müsait yapraklar

Sözcüklerse kıyama duran

Zerre yaş yoktu gözlerimdeki buzulda

Hasretti adı günün

Bense aralıksız geceye öykündüğüm

Dilbazdı yürek lakin içine

Şehla idi gözleri mevsimin

Yaprak misali titreyen ellerim

 

Hazandı izi dünün

Günün sökükleri bir bir yola düştüğüm

Cambazdı yalancı feri insanoğlunun

Cebbardı gölgeleri yalnızlık denen tohumun

 

Geçkindi kimisi

Geçen önümden arkamdan

Geçimsiz addedilen yüreğimin neferi

Sevgiydi akabinde isyan ettiğim

Bilinmeze rükû eden yüreğimle

Cihandan firar ettiğim

 

Hezeyanı sönmedi zamanın

Heyecanımla sevdim saydım kim varsa

En çok da mazlum yürekleri sevdim kolladım

Mağdur olsa kimliğim neydim ki ben?

Bir başına cihanla savaş veren

 

Aşkı ihbar etti gölgeler

Layığı ile sevmenin izinde yaşamaksa adı

Yankısı duyulmadı asla

Devirdiğim putların öfkeli kırıkları

İhya edilesi bir aşktı oysaki içimde saklı

Allah adı ile başladığım o yolculuk

Manen zengindim zengin

Olsa da derinlerde o devasa sızı

 

Ser verdim sır verdim

El verdim yürek verdim

İmha edemediğim zulüm ve zalim

Melekler kadar saf olsam bile itham edilendim

 

Kürediğim yollar çukur

Kandığım gözler çamur

Yüreğim ah, sefil sevgim vakur

İklimdim ben hazandan öte

Aşktım beni doğduğumdan beri

Belki de bir imla hatasıydım

Gülmeyi özleyen

Bir isyandı ki içimden taşan

Ne çok insan şeytandan da zalim

 

İfa ettiğim ne çok şey

Şiarım doğru ve güzele öykünen hallerim

Hemhal ettiğim bir kalem ve yüce Rabbim

Katıksız eziyet gördüğüm

Kaybolsam bile içimi bozmadan yürüdüğüm