‘’Ben ucuz bir romandım. Hayır, kötü bir edebiyatın bile gerçekliği vardı. Ben yoktum; hatta ben yokum, olmadım diyemeyecek bir yerdeydim.’’(O. Atay)

Tekbir getiren ıssızlık: zamanla ve mekânla örtüşmeyen yegane varlık ve işte külüstür geceye atıfta bulunuyor melekler bense edebildiğim kadar boykot ediyorum zalimi.

Düşler saklı içimdeki kristal avizede.

Yüreğimse Kaşıkçı Elması.

Ne hicap ne hazan ne hüzün ne serzeniş…

Sözcüklerin alyuvarları imgelerin akyuvarlarını kemiren ve beti benzi kaçmış bir rüzgâr penceremde esmeyi bekliyor…

İkaz edense Yaratan ve imha eden ve imalatı duyguların elbet tefekkür yüklendiğim zamanla bedenimden dahi firar edebilip tavaf etmek bu hazineyi.

Başına buyruk sözcükler ve içtimada gece.

Kelli felli adamlarsa saç saça baş başa zifiri karanlıkla görünürde nasıl da azametli ve asiller ve tüm insanlık beklemede.

Kadrajı yok bu isyanın ve kâfirin ve yobazın tutunacağı tek dal mı?

Her ne hikmetse uçurumdan defalarca düşmenin ertesinde yere çakılmadığım ve itibarı saklı tuttuğum…

İhtimamla yaşıyorum ve ibraz ediyorum göçtüğüm coğrafyaları.

Halden anlayan insanlar var ya da yok.

Bir varmış bir yokmuş dercesine…

Tebessümler ekili ruhumda ve teyakkuzda satırlar bense satır aralarında sekiyorum ve de okuyucunu yüreğinden bir diğerinin gönlüne ziyarette bulunuyorum aslında her şey izafi ve işte baş başayım bilinmezle.

Baş veren umut elbet kalemin diktiği sözcükler.

Baş koyduğum hayat hala da saklı tuttuğum yaşama sevincim.

Bayrak açtığım zalim ve münferit canlılar adı yüzü ve ruhu olmayan ve koyu gözleri her birinin ve gözlerimi diktiğim beni çağıran gök kubbe.

Bir istila ise mevzu bahis.

İfşa ettiğim bir ikramı ise evrenin.

İfa ettiğim her şeyden öte yazılmayı bekleyen ve işte bakaya kalan ruhum ve güncem ve simamdaki o tanıdık esinti beni uzaklardan bana en yakına taşıyan.

Bir imla hatasına dahi tahammülüm yokken yazarken.

Bir isyana ya da sapkın varlıklara geçiş hakkı tanımadığım ve işte batılı sözcüklerin ve bir batında yazdığım şiirler ve hikâyeler.

Sancılı oluşum sanrılı yokuş.

Kelepir yürekler ve külbastı şarkılar külyutmaz yetiler ve berduş gece kaçkın mezar bekçisi.

Hayatın kulvarında.

İnsanlığın kültüründe.

Acemi çaylak toz kondurmadan yaşamanın da mucizevi beklentisi ile sarpa saran sıkıntıları tek d/okunuşla yok ettiğim ve ayracı varlığımın bazense aymazlığı yalnızlığın ve VIP olmanın istikrarlı sessizliği oysaki kendi halinde bir canlıyım ben en çok insan olmamla övündüğüm en çok da insanlığımdan utandığım ve reşit olmayan imgeler kapıma dayanır gecenin ferine eşlik eden sönük vecizeler düz duvara tırmanıyor ve işte ve işte içimde git gide büyüyen bir ateş.

Metruk heceler var.

Bıçkın ve kaçkın şehir eşkıyaları.

Hüznün muadili bir günden firar ettiğim ve gecenin koynuna sığındığım…

Kadın Sığınma Evlerinde saklı hayatlar düşüyor aklıma ve terk edilmiş bebekler ve zulüm gören kadınlar ve mazlumlar…

Lügatimde yok zulüm.

Sözlüğümde yok yalan.

Hazanım ben bazense ilkbahar ve işte büyüdükçe büyüyor o yangın.

Zıpkın yiyen yüreğim.

Sapkın mülkiyeti habis ruhların ve kimin kim olduğu meçhul işte parmak arası yalnızlığı insanların ve unutulmuş terk edilmiş insanların ve vicdanların seferberliği.

Kürediğim hayat ve kükrediğim de doğrudur.

Kandığım insanlar ve kanadığım da yalan değil.

Kanatlarımdaki mürekkep izi ise babadan yadigâr ne de olsa eğitimci bir ailede yetişmiş olmanın verdiği o coşkulu ruh hali ile tasfiye ediyorum mevsimi tahliye ediyorum dünde takılı düşleri ve tazyikli su sıkıyorum sözcüklere ve işte ayılıyor her biri ve söküyorum tek tek kilitlerini.

Kurtuluşumu kutluyorum.

Kuduz köpekleri ise sallandırmak istiyorum darağacında.

Darboğaza giren insanlık ve çatırdayan yuvalar ve şiddet mağduru genç kızlar ve kadınlar ve tek günahı olmayan bebekler ve çocuklar.

Serzenişim zulme.

Salkım saçak ruhlar.

Zemheride saklı bir nesir bir şiir…

Esareti insanların nefsine ve dokunulmazlığı olmayan gencecik insanlar ve hayatları tek kelimenin önünde bir silahın namlusunda ya da keskin bir bıçağın kınında saklı.

Zaferimdir aşk benim.

Zaferimdir inanç ve verilen hüküm.

Zaferimdir sözcüklerim ve yaz tuşuna bastığım akıl ambarım ve medet umduğum sözcüklerim ve şafağın doğuşu gecenin sonlandığı aşkın idamı mutluluğun zindanlara uzaklığı…

Yaşımla yasımla yasamla ve kalemimle ve insanlığımla…