Ölümü fısıldayan bir teyakkuz
İklimde unutulmuş bir gelincik gibi
Korumasız, sakıncası da olmayan bir
giz
Ağzına fermuar çekmiş kederde saklı
Dona kalan bir kuş
Oysaki Nisan mı olmalıydı mezarı?
Güme giden aşkın örüntüsü
Sefa yüklü bir mevsimden damlayan
Hezeyanda zuhur eden asılsızlık
Elbet düş gücüne inkâr
Belki de isyanı şeytanın
Hali hazırda melek yüreklerde saklı
umut
Basireti bağlanmış mutluluğu göz
kırpan
Hicvi yılların
Dünde kaykılmışlığın nazarı.
Ömre biat bir gürültü
Yarına dönük yüzü sevdanın
Aşkı katık eden silsilesi bulutların
Oysaki nasıl da açık sinesi göğün
Ardışık sayılar gibi
Muhtırasını veren o asal sayı
Belki devasa bir sıfır
Yutan evreni ve umudu
Yine de türeyecek umut saklı tutup
Dünde yarını öven bir hükmü de
Saklı tutan Mevla’nın bahşettiği
nefeste
Doğup da batmak bilmeyen güneş…
Hani, hani…
Sözcükler kırptı işte yıldızları
Ve yakamozlar sundu evren
Kaymayı unuttuğum o eksende saklı
Maruzatım:
Şaire selam olsun:
Hep de olmadı mı ölmek için çok
erken?
Emeğine yüreğine sağlık Gülüm hocam tebrikler hayırlı günler hayırlı ramazanlar diliyorum hocam
Çok teşekkür ederim Murat Hocam
hayırlı akşamlar
Hayırlı Ramazanlar diliyorum
Kaleminizden çok güzel bir şiir okudum can şairem...
Tebriklerim gönül dolusu. Gül yüreğinize sevgilerimle...
Çok teşekkür ediyorum
Hep hep sevgimlesiniz