Deşilen bir sözcüksün sen: hazanın ahkâm kestiği…

Baharımsın ve yanılgım

Sözcüklerim asla değil ç/alıntı.

 

Yüzüne suyuna hürmet ettiğim İlahi Aşkın,

B/aşka çok farklı bir boyutusun

Huda’mın esintisi kır saçlarına

D/okunsa ah, ellerim bir kere daha

Bu sevginin hatırına.

 

Çaputlar b/ağladığım kökünden sökülmüş çınarım

Olsan bile

Kuruyan dallarında açmam mı yeniden?

Sen ki sen:

Önce beni öpüp sonra yeniden doğuran k/adın:

Süreya’yı her okuduğumda sensin sen gelen aklıma

Bir düş bahçesinde saklı gizemim

İzini sürdüğüm hüzün denen esintinin.

 

Mavi derya gözlerin

Öznemle özlediğim öksüz kalmadan sonlansın

Yeter ki hayat

Debdebeli mutluluklar asla istemedim ben

Sen olsaydın ya, yanımda

Mevsimle sevişen rüzgârın ta kendisi

Öykümü defalarca yazdığım

Azgın dalgalara sarıldığım

Rahmetin meali bir kıvılcım

Ve işte ansızın başladı yangın.

 

Hurafeler ekili metruk hanelerde

Berduş imgeler saklı şehrin harabelerinde

Seni sevdiğim kadar aşk kokan yaralı İstanbul

Kimseye kul olmadığım kadar

Hemhal

Olduğum sadece Tanrı.

 

Küfem tıklım tıklım

Güftem solmadan açmalıyım

Gül simamda saklı heceleri yeniden savurmalıyım

Bir avuntu bilirim yazılası her şiir

Bir bulgu mu yoksa günün aralıksız estiği

Evhamla ve telaşla yaşamanın güncesi

Zora sokansın annem

Zerre kuşkun olmasın seni özlediğimden

 

Gözleri kırık çekmecemin

Senin kokun sinmiş çamaşırlara

Bir yerde kaşığın bir yerde yarım ilacın

Yâd ettiğimsin aralıksız

Sevdiğim kadar kâinatı pervasız

Sayacı kırık içimdeki döngünün

Gözlerimde saklı resimler nasıl da ütülü

Yorgun bir kırışıksın, annem

Yorganını üzerine örttüğüm

Yarım kalmış bir masalsın

Anlatıcısı olsaydım keşke bu dipsiz yalnızlığın

Gel gör ki masalın başkahramanı

Issız bir yolcuyum

Yoldan çıkanlardan haz etmediğim kadar

Azığım olan sözcüklerden beyitler ördüğüm

 

Ah, ellerin d/okunsa keşke yeniden saçlarıma

Kırağı çalan hayatın uğruna

Yankısı duyulmaz da bilirim sesimin

Yanan şu kubbede saklı bir neferim

Aşkı adayan Rabbime yürüdüğüm

Sen kapatsan da kalbini kapını

Uğruna koca ömrü çürüttüğümsün, annem

Bir esinti belki de bir redif

Eşkâli kayıp aşkın ve şehrin istila ettiği

Yüreğimin közünde saklısın

Ben ki senin özbeöz evladın

 

Aralıksız yağan yağmurun huzuruna her çıktığımda

Yaşımla yasımla yaslandığım umudun sarkacı

Zaman vururken özlemi

Gongun sesiyle uyanmanın meali

Mademki sen yanımda yoksun

Bilirim de dinmeyecek bu özlemin matemi

Beklemeye aldığım umutsun ve iç sesim

Devasa kırık kanatlarında s/üzüldüğüm posta güvercinine

Haber saldım da meleklere

Yeter ki dön yeniden ait olduğun tek yere

İkbalimde olsa da ıssızlık

Varsın ıslıklasın beni ahvalim

 

Varsa yoksa mutluluğu ıskalasam da bir ömür

Elden gideni azat edilesi ruhum firar etti edecek bedenimden

Huzur bulduğum tek yer yazılı olsun yeter ki kaderimde…