Mütereddit bir iklimdi göğe asılı
kaldığım o kırık kancanın ucuna yerleşmiş bir ölü bulut gibi sağdığım hüzün ve
rengi soluk ölümle yüzleştiğim.
Mevsimdi bakir olan ve bakire
sözcüklerden ördüğüm o telli duvaklı çocuk gelinin tenine değen kirli ellerinde
iblisin elbet vardı bu zulme bir dur diyecek diyen.
Hazan salkım saçaktı önceme atıfta
bulunduğum ve ruhumda saklı kimse hayat ile arama sokmuşken nifak tohumlarını.
Gün peşkeş çekti ışığı geceye bense
geceden firar edip sarındım Rabbime ve günün nefesine.
Ah, ölü nefsim.
Ah, direttiğim kadar doğruları
cebelleştiğim cihan.
Bir örtü ya da örüntü bir de
sözcüklerin ahkâm kestiği.
Sustum.
Sus payı her söylemde sadece sabır
ettim katık ettiğim nazıma niyazıma tek vakıf olan iken Yaratan ve ben
yaratılanı Rabbimden dolayı sevmişken bir ömür.
İklim nankördü. Sözüm ona Aralık ne
de olsa geçen hazanın aralık bıraktığı kapıdan s/üzülmüştü ansızın.
Değerler saklıydı her zerremde bense
kanatlanmış uçuyordum mevsimin kanatlarına değen yaşlarımla hemhal yasımla
iştigal yaslandığım kadar kaderime.
Bir gün değildi yaşadığım adeta bir
asır.
Bir asır değildi dünde kalan ne de
olsa yaftaları ile uzamıştı sivri dili şeytanın.
Münafık gölgelere verip veriştirdim
içimden ve yalnızlığın söküklerini diktim artık neyse benden geride kalan…
Müzmin hüzünle içli dışlı çaresiz
addedilen varlığım ve dibi tutmuşken umudun lakin…
Yandığım kadar yakarıyordum Rabbime
ve yâd ettikçe dünü biliyordum k yalnızlıktı pay eden anıları benimle.
Kanıksanası ne varsa kayıtsız
kalanlar.
Kayda aldığım iç sesim yolu zulümle
kesişenler.
Uzağında olduğum kadar mutluluğun tek
kapıydı bana açılan ve kapısından kovulduğum hayallerim ve sevdiğim kadar
insanları aralıksız ihanete uğradığımdı tek gerçek.
Süzülen yaşın yanında neydi gökten
boşalan yağmur?
Bir hüzün tekkesi bir mevsimin de seccadesi
aralıksız kıyama durduğum.
Kıyamazdı Rabbim bana çünkü O idi
içimdekine vakıf ve sabır etmem gerektiğinin bilincinde tokalaştım rahmetle.
Bir efkâr mı?
Ya da bir yitim…
Mal olsa da ömre diktiğim sökükleri
yalnızlığın ve eşrafımdan uzak ahvalime kırgın hayatla olan tek bağımsa
yandığım kadar kardığım önümü ve hidayete ulaşmanın da meali idi işte
yüreğimdeki hüzün en çok da Rabbim seven hüzünlü kırgın yüreğimi.
Defolu idi sözde vicdanlar.
Kayıp giden hayatın uzamında bense diğer
âlemde kabul görmenin hayaliyle daldığım derin duygular ve sahip çıktığım kadar
maneviyata biliyordum ki yeni bir mucize hâsıl olacaktı kaderin izniyle.
İzini sürdüğümse bir giz idi.
Gizlendiğim mi izlendiğim mi?
Renklerin kokusuna vakıf ve sabitlendiğim
o İlahi Rakım.
Görünmezliğin indinde koştuğum muğlak
son ve sevdiklerimden uzak tuzağına düştüğüm kederin yorduğu kadar da ruhumu
kaçkın aklı ile hayallerin bir bir tutunmak adına hayatın kırık dallarına.
Bıçkındı rüzgâr bense hırçın çünkü canım
yandıkça büyüyordu zalime duyduğum öfkem ve baldırı çıplak acılar aslında meyve
veriyordu çünkü gizin ve umudun izinde sadece kabul gördüğüm tek Makamda saklı
olduğunu biliyordum huzurun.
Bir renksem alacalı bulacalı.
Bir rica ise içimden geçen lakin muhatabım
olan insanlar yoktu yanımda ve yaşaran göğe bir b/aktım ki yeşeren sihirli
çiçeğe değil dokunmak bakmaya dahi kıyamazken ve gönül bahçemde tohumlar nasıl
da baş veriyordu.
Bir yılkı atı gibi.
Yılmadan.
Cüret eden hangi günahkârsa yalanları
ile baskın çıkan ama büyükten büyük idi Allah bense boyun eğmeden gördüğüm
zulme hamt ettiğim kadar yanıyordum işte hüzün ve İlahi Ateşle.
Müzminse hayat ve nasıl ki mağdur ve
mazlumdum ve önümde uzanan o yol çağırıyordu beni usul usul ve için için
bağıyordum da iç sesim nasıl ki kabul görmüştü Hakkın yolunda ve ç/ağrısı
dinmese de geleceğin ve ömrün bildiğim kadar bilmediklerime saygı duydum sabır
ettim ve kayıtsız kalamasam da dünyaya kayıt altına alınan acımla sadece bir
minval belledim yarınları her ne kadar mutluluğun uzağında olsam da tuzağına
düşmediğim kadar yalan dünyanın cehennem ateşinde yansam da yakarışımla mil
çektim gözlerine hüznün ve gönül gözümle bir bir s/üzüldüm gölgeler yolumu
kesse de hala ayakta ve vakıf iken gerçeklere sadece acı acı gülümsedim yolun
sonunda ölüm olsa bile.