Bir yalnızlığı b/ölüyorum hecelere:
yetmiyor sığamazken yere göğe şiirlerdir benim mimiklerimde akseden pencere ve
aşkın akmış çatısı idame ettiğim hayatın pervazında saklı bir kuş misali
sektiğim hece hece içerlediğim belki kayıp bir lehçe ve mesken tuttuğum harfler
sabaha çıkmayacak üstelik bu şiir üzerini örtmezsem hasretinle…
Kıyak geçti evren bana yine bu gece…
Bonkörce sevdiğim balmumumdan
heykelim nasıl ki dikili en tepede
Ve işte uzandığım bir tuzak asılı
kaldığım
Huzur ve mutluluk nasıl da uzak
tutsaklığım
D/okunurken her hücreme
Taban tabana da zıttım dünya ahalisi
ile
Önce öfkem kendime
Bahşedilmiş pür neşem saklı mazimde
Köpüren bir lahzayım şimdi
İçimde kırık tekeri mevsimin
Hatmettiğim yüzlerce kitap ve
yazmanın lüksü
Elbet kala kala bakiyesi hüznün, dile
Gelmeyen neyse direncim sonlanırken
ansızın.
Dilaltı bir şiire meylettiğim
Yetmezmiş gibi aparatı aşkın
Devasa bir es de verebilirim hani bu
aşka
Zarar ziyan dolu geçmişim
İçime kazık kakan sözcüklerin bekası
Yoksa nasıl sır tutardı kalemim?
Ola ki yazılmasın dizeler
Bilirim de sabaha çıkmayacak bu şiir
Dilemması ömrün örtündüğüm gizemle
Perçemi sözcüklerin
Gözden göze gezen bir gülücük gibi
Karartma gecelerinde dahi yılmadan
yazabildiğim
Ömrün savruk güftesi…
Serzenişim kendime
Semazen yüreğimden dökülen
sözcüklerin uğruna
Başını bağladım işte:
Hem sonsuzluğun hem de yalnızlığın
kök söktürdüğü
Her milimim minyatür bir dünya
Suretim ve sükûnetim de yanıltmasın
kimseleri
Kimsesizliğim nasıl nasıl da baki
Kaybolmalara zimmetliyim hem
Dilimde saklı tevazu
Gönlümde esen yeli de kolay kolay
kaptırmam kimseye.
Varsa yoksa talip olduğum hiçlik
makamı
Dünya gözüyle neyi gördümse varsın
görmemeyim bu saatten sonra
Finalini yapacakken günün
Öğün atladığım bir ikindi vakti
El pençe divan durduğum kaderin
iklimi
B/öldüm işte devasa pastayı yüzlerce
dilime
Bir saatim olsa olsa varsın kırık
varsın ölgün zamana
Eremediğim kadar da nihayete
Adaklar adadım içimdeki gizeme
Hislerimle uyuşmayan düşüncelerimi de
örttüm usulca
Uysal göründüğüm kadar sakarım hem
ben
Ve nasıl da tutumsuz
Elbet sadece sever ve yazarken.
Demek oluyor ki bu şiiri de kurtardım
uçurumun kıyısından
Geçiştirdim de günü
Geçimsiz yüreğime sokulan hangi
iklimse
Kovduğum kadar kapıdan
Ansızın ziyaretime geldi aşk ve şiir
bacadan
Dumanında saklıyım belli ki ateşin
Ya, içimde yanana ne demeli?
Yakardığım kadar Rabbime
Yeşil ışık yazan kadere kurdum
alarmımı
Hani olur da hani…
Debdebeli bir hüzünle terk ettim bir
kere daha geceyi
Sefer tasımda saklı yüreğimi de
kaptırdım madem kediye
Kısacık bir es verip sekeceğim yeni
güne
Kâh uykusuz kâh huysuz varlığım
Sabra delalet sözcüklerim için için
yandığım.