Asılı bir rengim ben s/onsuzluğa duyduğum büyük aşkla büyük heyecanla yeşerirken umudum tensiye ediyorum diğer duyguları çünkü ben aslında buluta konan kuşun çırpınan yüreğinde saklı bir tohumum nasıl ki açacağım nasıl da taşacağım haznemden ve bentler aşıp da kavuşacağım sonsuzluk denen iklimin her zerresine…

Reşit bir sancıyım ama henüz doğmadım.

Nezaket yüklü bir canlıyım aslında duyulmazken feryadım.

Yoksa ihbar ettiğim bir imla hatası mıyım nasıl ki sessizlikte yükselen mehtabım nasıl ki yoklukta saklı bir varlık ve mealimle eşleşen kalemim.

Geceyi de imha ettim edeceğim.

Geceden kasıt karanlığı delecek aydınlık gözlerim.

Aşkın şüheda geçmişinde saklı meddücezriyim hazanın ve günbegün yükselen heyecanım kuş kondurmadım ama kuş kadar hafif ruhumla bozguna uğradığım kadar da hayatın nefasetinde gizlenmiş bir yavru leyleğin kanatlarındaki doğayım duayım.

Rest çektim kötüye.

Rast geldikçe umuda sevgiye.

Refikası ömrün, reçinesi sözcüklerin.

Nedamet yüklü hangi gölgeyse uzağındayım ve aşkın taslağıdır şakağıma dayadığım kalemin verdiği muhtıra ve ben bir gecede doğdum dolalı o geceden beri de yazmaktayım…

Miladım iken hasret.

Miadı dolmuşken mevsimin.

Bir mizansense saklandığım…

Ben şiirin devasa güverciniyim ve kanatlarımda saklı ruhum: ruhumda saklı tutkum…

Tutkumsa s/onsuzluğa şerh düştüğüm kadar şiarım da şiirler ve yakamoz sancılar denizin dalgalarında saklı tek damlalık varlığımla haiz olduğum boyutsuzluğun güvertesinde çırpınan bir yavru yunus gibi…