Terk edilmişliğin kitabını yazdı doğa ve semirdi acılar ve gözyaşı.

 

 

 

Malulen emekli idi hüzün

Mağdur bir künyenin

Kararmış yüzü.

Muteber temenniler ardı arkası kesilmeyen

Rengi olmayan özlemler dikiş tutmayan

Yaralardan akan irin

Mecnundu yürekler

Bazen muaf tutulası

Mecburdu iklimler

Mücbir sebeplerden yas tutulası

 

Açığa alındı hayat

Azık bildikçe kıyameti

Açığa çıktı yalanlar ve sönen tebessümler

Beklenmedik bir rutin

Sevap dolu yakarışların vedası

Edası kayıp bir ritim

Öznesi Leyla’da saklı

Aşklar ve acılar

Açılası kutu:

Pandora’nın çığlığı

Ezilesi otlar gibi yürekler

Çemkiren iblisin karanlık dünyasında saklı

 

Hadisler ve sureler…

Ümmeti sevginin

Umresi zenginin

Uleması sözcüklerin

Bayat ekmek tadında nasıl da muteber imgeler

Gölbaşında yatan bir duygunun

Zümresi

 

Azık ve açık ve yatık ve katık edilesi

Karambole giden ömürlerin nüktesi

Arpa boyu yol alamazken insan

Nazenin coğrafyaların meali

İçinde saklı insanın

İdare lambası gibi

Yanıp sönmenin iz düşümü

Sefer tasında saklı dünün ziyneti

 

Ah, masumiyet ve sen, çocuk

Ah, bitmek bilmeyen eziyet ve rızık

Ah, mevsim sen

Ve sen cüce Şubat nasıl da ağırmış meğer cüssen

Yırtık cübbesi dervişin

Soyutlanmış sözcüklerden

Fal tutan kâhin

Nasıl da bildi yarının ne getireceğini

Katık ettik edeli ölümü ömre

Kaybolduk ansızın nükseden yalnızlığın ferinde

 

Bir izahı yok artık

Bir infilak bir de tok sesi evrenin

Kayıtlar açıldı ve kapandı

Mevsimdi kundaklanan

Ters lalenin esareti

Kimliksiz bir meziyet misali

Erişilesi en yük makam ve rakım

Erdemli yüreklerin nazarında

Yanıp sönen ışığın gövde gösterisi

 

Sözcükler yalnız

Kimlikler silik

Hüzün ve bitik ömürlerde saklı g/izin tecellisi

Teselli babında bir ömürse dünde kalan

Gidenlerin ardından dökülesi su mu kaldı

Yürekten taşan acıların cinnet eşiği

Eşelediği kadar kederin toprağı

Ne çok can yuttu yeryüzü

Bir milatsa ölüm

Dolan miadı dinmedi gitti hüznün

 

Bedeller ödenesi

Bir renk solgun

Mevsim taşlanan

Ölüm ve acı ile taşlanan yüreklerin semai gezintisi

Genzi yanan gamzeli düşler

Metanet yüklü servetin öznesi

Gizinde saklı zincir

Eklendikçe bir halka

Zikri fikri bir madem dervişin

Acılar katlanası

Kat izinde saklı masum yüreklerin duası

Ve de acılar duayeni evrenin

Dur durak bilmeden esen rüzgârın fedaisi

 

Meğerse yaralıymış binaların mimarisi

Bir şecere ise dün

Bir kıymetse bilinmeyen

Eşref saati ölümün

Kolaçan etmediği kadar insanın

Sırtını dayadığı ulu dağlar

Sözcükler yutkunurken boğazına şairin

Dikilesi sökükler ve yaralar

Yamalı hüznün son adresi

Yeter ki düşsün yakamızdan

Yâd edilesi dün ki

Uzağına kaçtıkça insanın acıdan

Firar eden nükteler

Yüreğin nüvesi…