Mahcup bir gülüştü düşlerime eşlik eden

Ve unutulmuşluğun da feryadı.

Yankesici imgeler çaldı çalalı hatıralarımı çark etti evren

Ve ben çala-kalem yaşarken ikaz etmişken kalbimi

Pervasız bir kuş kundakladı yuvamı.

 

Şerh düşmüştüm binlerce yanılgıya

Resti de çekmiştim cihana

Komik bir ikazdı belki de benim bana verip veriştirdiğim

Ve nihayetinde okşadım başını içimdeki o yetim çocuğun

Nasıl da inatçı ve dik duruşlu olduğunu göstermek adına.

 

Soluktu gece

Soyguncu heceler kalburüstü bir aşka kucak açan

Sönen neşem ansızın

Seyrinde olduğum kadar yıldızların

Tokalaştığım ay-dede.

 

Hicrandı bana muhalif olan

Hazandı ruhu yerle yeksan eden

Hüznün dibini gördüğüm de değildi asla yalan

Ve yanık ucunu mektubumun iliştirdim süzgün gülücüklerimi

Nazenin bir havada saklandığım

Genzimi yakan mentolünde yalnızlığın

Ve ikaz edildiğim kadar ibraz etmiştim aşkımı.

 

Hüzündü kesif sessizliğe eşlik eden

Misafirdim mademki bu handa

Bir kıyım ki kimi zaman yaşam

Kıyama durduğum her anda sunulan bana

Huzurun adresi bir düş

Aşkın ertesi bir gülüş

Konakladığım ne ki kardığım güne eşlik eden bir martaval

Elbet aklın da yolu birdi

Sevdiğim kadar teslim olduğum kaderim

 

Müzmindi gölgem

Müridi olduğum sevgi yüklü güncem

Muadilimse hazan

Sunumu ömrün sevdası yanık bir kelam

Geri dönümü suskun

İleriye dönük yüzü ve nutku tutulmuş

Şerh düşülesi günün nezdinde

Şah damarımdan yakına sadık ve âşık

 

Hınca hınçtı yer gök

Kürediğim her hece nasıl da vermişti kök

Dingin ve sevgi dolu

Dar koridorlardan da geçtim geçeli

Bir minvalde buluştuğum ansızın

Issızlığın geçit vermeyen rotası

Elbet mukayese ettiğim kadar bağlıydım hayata

Dermanı Rabbimde saklı

Devasa bir çığ gibi büyümenin tek şartı

Teslimiyetim illa ki kaderime ve Rabbime.