Maviden tülü umudun aşkın da bekası iken şehre aşık şair…

Ah, gizemli yalnızlık:

Manidar gülüşünle hemhal

Ayağımı yorganıma göre değil

Aşkla ihtimam ettiğim yarınlara inhisar etmeden

İma değil bir imla hatası iken ömrüm

Yâd etmekten öte yarenlik eden gönül örtüm…

 

Törpülediğimdi mısralar

Yürek kazan kalem kepçe aşkla uzanan

Hem yarından medet uman

Hem de yalandan seven ruhlara verdiğim sessiz tepki

Aş eren bir günden uzandığım

Sonsuzluk denen köprü

 

İntikal etti madem hayaller

İhya edilesi sözcüklerden umduğum medet kadar

Hazanın dik yokuşunda

Kalbimin sol raksında

İhtiva eden neyse

İhbar ettiğim sevgim ve yalnızlığım

Buz tutan kalplerden asla nemalanmadığım

 

Koyu peçesi gecenin

Kanaviçe sergisi yüreğin

Kelamı yitik bir dervişin

Allah için verdiği selama riayet etmeyen serzenişlerin

Ne izindeyim ne önünde.

Giz bildiğimdir hayaller ve metruk haneler

Meczup yürek ikliminde seken bir kör kurşun

Kordan haresi mevsimin

Kör gözlerden değil de kalp gözünden

Medet umduğum

 

Sefil bir döngü

Sakil bir örgü

Muhatap olduğum yalnızlığın da suskusu

Hançer gibi saplanmışken yüreğe

 

Mentollü bir gecede

Meramımsa saklı tek hecede

Melun bir gölgeden uzak

Yerleşkesi aşkın olmamalıydı tuzak

 

Hicreti hüznün kayıp bir şiirden sarkan

Soğuk eli sevgisizliğin

Bültenin alt yazısı

Buhran yüklü sözcüklerin kordan v/edası

Hüviyetim hürriyetim saklıdır bahtımın her telinde

 

Vakur bir çırpınış

Ölümsüzlüktür haczettiğim mevsimin özdeş

Varlığında harlanan yeknesak bir bakış

Elbet aşkın kisvesi

Elbet sözcüklerin kubbesi

Elbet beyhude bir esintinin aşk dolu hutbesi

Tek dilediğim Mevla’dan:

Acının ertesi ermekse hidayete

Tokalaştığım kaderim kederimle yürekten

Helalleştiğim

 

Özlemin yükü ile hemhal

Belli ki hüzün ve umut serili kabrimde

Yerle yeksan edilmiş dünyamdan arda kalan

O son bakış aşkla hicvettiğim yoldaşım iken yüce İlahi Yargı