Yağmalanmış bir düşsün sen içine
düşülesi aşkın rabıtasından sökün eden bir yakarış ve de…
Beyitler aştığımsın ve tanrısı bu
coğrafyanın
Kadem yalnızlığın
Buğrasında saklı gözyaşımsın
Telaşla sevdiğim kadar metruk
hecelerden
İnşa ettiğim bir cennetsin
Gaipten gelen coşkuma
Kimlik kazandıran bir vazgeçiş belki
de
Ama kendimden kendime firar ettim
Kimliksiz dünümü vara yoğa heba
ettiğim
Kangrenli imgelerden ayrı düşmüşlüğüm
Kan dolu ölümden azat ettiğim dünüm
Kan revan içinde bir sözlük gibi
Ruhumun kalın balyası
Hicrana denk düşen iklimin coğrafyası
Sükûnet dilediğimsin
Ser verip sırlarımı da teslim ettiğim
Kale’ msin
Ve de kalemimin nazarında
Aşka geldiğim ilham
İlhamın nezdinde söküklerini diktiğim
kelam
Bazense verdiğim ama geri dönümü
olmayan
Bir selam ve de salavat getirip
Sığındığım Allah’ın katında
İki cihanda da aziz ol, sevgilim.
Hibe ettiğim günüm
Ölümlü nice güdüm
Bir gülüm ya da menekşe
Açmayı tehir eden gün ve gece
Hicazın eşiği
Hicabın basılı tetiği
Hazanın muadili sensizliğin
Dikiti bir resim gibi
Eşliğinde bunca gizin
İzini sürdüğüm bir kervan
Cahil cesareti bu delişmen sevginin
Hem titri hem kimliği
Tininde doğan güneş gibi
Mealimsin ve meramım ve mizacım
Ve de muadilim ansızın zuhur eden o
delişmen esinti
Yerden yere savrulan nazım niyazım
Kor hecelerden inşa ettiğim cennetin
Her zerremle ait olduğum
Varsın olsun yalnızlık sırdaşım
Yeter ki:
İklimlerden iklim beğen, sevgili…
İstersen yazın
İstersen kışın
İstersen kışkışladığın melun bir
şarkı
Kulakların pasını gideren bu bitimsiz
aşkın nazarında
Ne çıkar yarına çıkmazsam
Ne çıkar na’şımla eşlik ederken bu
içli niyaza
Ve de yarına çıkmamak adına
Yol vermişken vara yoğa
Yolumda saklı izin sırrına vakıf
Aşkın inatçı damarıyla
Özlemimde seğiren güneşin ışığısın
Batmama telaşı ile
Geceyi delen gözleri mehtabın
Yeter ki hem çiçeğin hem yıldızın
olayım
Yeter ki taş koyma bu aşkın yoluna…