Hangi rengin duasıyım?

Hangi yalnızlığın vebali idi düşmeyen yakamdan?

Sözcükler cumhuriyeti

Dalgalanan bayrak elbet yüreğin en asil rengi.

Bazen koyu gri

Bazen asi bir mavi

Tapındığım Huda’m devindiğim evren

Aşka kıyama duran bir resim gibi…

 

Çitilediğim her acı

Çift gördüğüm nice açı

Devrilen putlar

Devinen ruhlar

Gölgenin dokunulmazlığında

Salındığım kadar umudun doğasında

Saklı kirli bir beyazdan çok öte

Göğe attığım her çentik

Bazense oya gibi işlenen heceler…

 

Tapusu elbet bende değil hayatın

Bir vaveyla tutuşan

Bir hikmet ki ç/ağlayan

En patavatsız kulu olmaya razıyım yaratılmışların

Hem de hiç düşünmeden ta dünden.

 

S/üzgün bir ömre meylettiğim

Çukura kaçan gözlerinde

Doğası vedanın belki de

En çok ihanet ettiğim kendimsiz bir dünya özlemi

Dirlik ya da varlık ne ki

Sözcüklerden sıra gelirse bana.

 

Ben olmanın meali

Aslında hıçkıran bir bulut

Resmi olmayan umut

Haznesi yorgunluğun ne zaman ki dalsa gözlerim

Ufka binaen bir saltanat

Süremediğim hayatın kıyısı köşesinde saklı

Bunca anının vazgeçilmezliği.

 

Kem gözlerden çektiğime razı

Gelmekse hiçliğin mecazi firarında

Göç ettiğim hangi mevsimde saklıyım hani?

Bir handikapsa ruhumda saklı olan

Bilinmeze vakıf olmak belki de meramım

Asi bir masal

Asil bir pervaz

Salındığım ne ketum ne sıradan bir hicaz

Yüklendiğim her bulut

Aslında ruhumun tutulmuş nutkunda saklı

Hazan ve bitimsiz gece.

 

İşinin ehli olmaksa en asilinden

İşinin erbabı hangi masaldır sahi?

Uzağında kaldığım bir devran

Bir o kadar içimde yaşayan binlerce hece

Yola koyuldum madem şiirde

Yoldan çıkmadan bir ömürce

Cahil c/esareti ile sevdiğim en baştan

Tam da dokunacakken içimdeki çocuğa.

 

Kaykıldığım bir eksen: ne ala!

Varlık dünde rehin madem:

Ne gam, ne gam!

Bir hece belki de hücrede saklı

Bir hüzün vakti dolunaya dolan gözyaşında

İhbar ettiğim elbet içimdeki

İsraf ettiğim hangi vakit ki

Saklı tutmak en güzelinden Allah katında.