Sözcüklerim, Lavinia sadece sözcüklerimden sor beni…

 

 

Ne aykırıyım ne aynı

Aynasıyım özlemin

Avurtları çöken gecede saklıdır kadifeden sesi

Yalnızlığımın.

İkbali ömrün ve işte çıkan sesi kalp kırıklığımın

Müzmin bir aşka dairdim ben öncemde

Sonra sırra kadem bastım şiir öncesi

Sıradan bir imgeydim

Bir ara banka koridorlarında sevdalandığım

Dosyalar

Çocuk gibi parmaklarımla saydığım

Belki de en sevdiğimdi çizmeyi aşanların varlığı

İsyan ettiğime tek tanık Tanrı

Alıngan olmadığım yalan

Arzı endam eden hayallerim

Yolumu kesenlerin izini ise silemedim düşlerimden

 

Lavinia, ben seni hiç düşlemedim

Bilemedim de ansızın seni sevebileceğimi

Ansızın sen de düştün ya gözümden

Hangi mevsimsin, söyle Lavinia?

İçime esen rüzgârın kısık sesi misin?

Yoksa mimlendiğim bir ütopya mıdır yazdıklarım?

Şenli sesimi kaybettim ben sen gittiğinde

Sendeki ben gitmişken

Ve işte ilikledim düğmelerimi

Sana duymadığım saygı kadar

Nefret edebileceğimi bilemedim kaybolduğum iklimlerde.

 

Oysaki elimi tutandın

Yüreğimden kayan bir yıldız olma ihtimalin mi?

İyi de yıldız olan da bendim kayan da

İhbar ettiğimsin Tanrı’ya

Yine de saklısın alt belleğimde

Gün olur da düşersin belki bir şiirime daha

Gün olur da kaybolursun serap misali

Mühürlediğim kalbimi açandın oysa sen

Bir imla hatası bildiğim aşkın müsebbibi olsa gerek Yaratan

Ben aslında sadece O’na koşarken

Sökülen dikişlerimden kopan düğme misali

Yüzümde açan güllerin de dikeni.

 

Ve işte salındığım

Ve işte alındığım

Ve işte artık aldırmadığım bir yangınsın, Lavinia

Tüten dumanı idin şiirlerimin

Şimdi ise sadece bir lekesin

Şiirin çektiğim röntgeninde

Ölümsüzlüğe nazire yaptığım bir yasasın

Yas bildiğimdin önce

Yar bildiğim efsunlu sesin

Endamın mı Lavinia?

 

Efkârınsa kat izi

İban numaram gibi sen bilinmezimsin

Bilgi mahiyetinde sana sunduğum iç sesim ve hüznüm

Sahip çıkamadığın kadar satırlarıma

Dökülen külüsün sen yazdığım onca şiirin

Oysaki sen gerçek bile değildin

Sadece hayalimde yaşattığım bir resim

Uzağında kaldığım kadar içimde saklı idin

Bilinmeze şerh düştüğüm her şiirin

Artık soluk ve önemsiz bir imgesisin de bundan sonra

Kanat açtığım göğün müdavimi sefil yüreğim kadar

Kanamalı bir ölüm olacağın gelmezdi aklıma ta ki…

 

Takatim kalmadı artık bu masala, Lavinia

Yine de taş değmesin ayağına

Uğruna yazdıklarımın öyküsünde saklı bir ışık olmalıydın

Olmazın oluru bir hayalinse kırbaçladığı kalemimle

Yakınlaştığımsın sen yakın bildiğimden de öte…